Adını daha sık duymaya başladığımız blok zinciri teknolojisi, gelecek on yıllara damgasını vuracak gibi görünüyor. Blok zinciri merkezî olmayan bir bilgisayar ağında, yapılan tüm işlemlerin şifrelenerek bir daha değiştirilemeyecek şekilde ağdaki her bilgisayara kaydedilmesi esasına dayanıyor ve günümüzde, kripto paranın yanı sıra politika, hukuk, sağlık, gayrimenkul, finans, gıda gibi birçok alanda da kullanılıyor.

Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Arif Ergin, blok zinciri ve kullanım alanlarını açıklıyor:

Blok zinciri merkezi bir otoriteye bağlı kalmaksızın, pek çok bilgisayarın bir arada çalıştığı bir “dağıtık sistem”dir. Eski bir kavram olan “dağıtık sistemi” ise birbirleri ile koordineli olarak çalışan pek çok ufak parçadan oluşan sistemler olarak tanımlanabilir. Örneğin vergi, finans ve hatta imece sistemleri gibi. Dağıtık bir sistem aslında ‘çokluğun gücü’nü kullanmak üzere kurgulanmış bir sistemdir.

Bilgi ya da Belge de bloklar zincirinde saklanabilir

Blok zincirinde benzersizliğin ya da sahte olup olmadığının kontrolünün dağıtık bir ortamda yapılır. Bu bir para için olabileceği gibi az ya da çok kıymetli herhangi bir bilgi veya belge için de uygulanabilir. Mesela son yıllarda NFT (non-fungible token) ile sanat eserlerinin alınıp satılması bile gündeme oturdu. Benzer şekilde bir şirketin tahrif edilmesini önlemek istediği önemli kayıtları da blok zincirlerinde tutulabiliyor.

Dağıtık yapılara eğilim yaygınlaştı

Son on beş yıl içinde hesaplamaların yanı sıra bilgi, belge ve kayıtların dağıtık olarak tutulması yaygınlaştı. Günümüzde dağıtık yapılar merkezî yönetimden uzaklaşma eğilimi gösteriyor ve bunun geleceğimizin şekillenmesinde daha fazla rol alacağı açıktır.

Dağıtık işlemlerin merkezî bir otorite olmadan yapılması fikri 1980’li yıllarda kripto parayı ortaya çıkardı. Tüm bankacılık işlemleri elektronik ortamda yapıldığında paranın sahibinin kim olduğu tamamen takip altındayken nakitte bu takip mümkün değil. Kripto paranın çıkışı elektronik ortamda sahipliği takip edilemeyen bir para biriminin oluşturulması düşüncesine dayanıyor. Parayla yaptığınız tüm elektronik işlemler banka gibi merkezî bir koordinasyon birimine dayanıyor. Bu merkezîlikten ve sahiplik beyanı işlemlerinden dağıtık sistemlerle çıktılar. Kripto paranın ve daha genel olarak blok zincirinin oluşumu, dağıtık hesaplama yeteneğinin üzerine kurulmuştur. Bu yüzden uzun süre kripto paranın ‘yasadışı işler’ için icat edildiği iddia edildi.

Güvenlik endişeleri

Merkezi sistemlerin en önemli zaafı hacklenebilir olması. Ya çok sık yedekleyip güvenliğini arttırmak için yüksek bütçe ayıracaksın ya da blok zincirine geçip bilginin durduğu bir merkez olmadan, merkezî büyük bir sunucuya gerek kalmadan otomatik olarak kendini koruyan bir sistem kuracaksın, bilgilerin güvende olacak. Türkiye’de de işini ciddiye alan, evraklarını ve varlıklarını iyi korumak isteyen çok sayıda şirket blok zincirini kullanmaya başladı.

Bilgisayarınız sizin için çalışsın

Yeterli donanıma sahip pek çok ufak bilgisayarın birlikte (paralel) kullanılmasıyla dağıtık sistem oluşturulabilir ve bu bilgisayarların, çeşitli yazılımlar yüklenerek insansız olarak da çalıştırılmaya devam edebilebilir. böylece blok zinciri teknolojisinde var olan bilgisayarlardan da maksimum verim alınabilir.

Örneğin iş yerinde duran bilgisayarlar, bir tatil olduğunda kapatılır ve işlevsiz hale gelir. Ancak bunları blok zincirinin birer blokları olarak sisteme dâhil edersek iş yerine aldığınız her bilgisayar yüzde 20-30 verimle çalışırken verimi yüzde 100’e yaklaştıracak şekilde çalıştırabilirsiniz. Her bilgisayarın bir hesaplama gücü var ama bunları geceleri ve tatilde boşuna yatırıyoruz.

Blok zinciri teknolojisinden, oy kullanmada da yararlanılabilir. Oy hakkı olan 60 milyon insanın, herhangi bir hile olmadan oy kullanabileceği bir sistem de kurulabilir. Toplumsal ve kültürel olarak da evrilmemizi sağlayacak bir altyapı da oluşturabilir. Sadece bir şirketin kayıtlarının borsa değeri ile ilgili değil mesele. Blok zinciri sistemlerinin tüm alanlarda kullanılması noktasında, eğitimin de önemi ortaya çıkıyor. Eğitimin çeşitliliğinin ve bakış açılarının gelişmesi gerekir.

Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Arif Ergin
Paylaş.
Exit mobile version