Günümüzde küresel elektrikli scooter pazarı 2022 yılında 33,18 milyar USD olduğu tahmin ediliyor. Büyüme oranı ise 2030 yılına dek yüzde 9,9 bekleniyor.

Asya Pasifik elektrikli scooter pazar büyüklüğü 2020’de 12,39 milyar USD. Lityum iyon pil segmenti ise, 2022 yılına kadar küresel elektrikli scooter endüstrisinin büyük payını elinde tutuyor.

Küresel pazar, 2017-2019 yılları arasında büyük bir gelişim gösterse de, 2020 yılında yüzde -18,80’lik ciddi bir düşüş yaşadı.

Asya Pasifik, 2022’de yüzde 74,91’lik bir payla elektrikli scooter pazarına hakim oldu. Çoğu elektrikli scooter üreticisi Çin, Tayvan ve Japonya’dan çıkarak tüm dünyada en büyük payı aldı.

COVID 19’un ortaya çıkması bildiğiniz üzere küresel ekonomik yavaşlamaya neden olmuştu.

Virüsün yayılmasını engellemek için dünyanın bir çok yerinde uygulanan karantina uygulamaları, tedarik zincirinde aksamalara, üretim faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasına ve tüm bölgelerdeki talep üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmasıyla genel otomotiv endüstrisini etkileyerek elektrikli scooter pazarının da büyümesine müteakip düşüşe yol açmıştı.

Gelişmekte olan ekonomilerinde e-araçların satın alma maliyetinin gazlı ve hibrit muadillerine göre daha fazla olması, sektörün büyümesini daha da etkiledi.

Pandeminin yarattığı enkazın hükümetlerin uyguladığı vergi indirimleri ve politika değişikliği gibi girişimler, e-scooter’ların daha fazla benimsenmesine ve dolayısıyla talebin artmasına neden oldu.

Yakıt tasarrufuna yönelik çıkan elektrikli scooter’lar trafikte pratik çözümler olma noktasında, artan kısa mesafeli ulaşım sorunu yaşayanlara mükemmel bir alternatifti.

Elektrikli scooter’lar, tüm yaş grupları için uygun olmasının yanı sıra, hareket sorunları olan insanlar için de bir nimetti. Kullanıcılara bağımsızlık duygusu sağlaması, ehliyete ihtiyaç duyulmadan ve park sorunu yaşamadan pratik çözümler getirmesi, orta sınıfın ihtiyaç duyduğu talebi fazlasıyla karşılamasıyla çığ gibi büyüdü.

Elektrikli scooter’lar, sürdürülebilir akıllı ulaşım altyapısına duyulan ihtiyaç kanadında, geleneksel ulaşım modlarından elektrikli ulaşım modlarına geçişi de bir şekilde yönlendiriyordu.

Şimdi gelelim Scooter dünyasının tarihçesine…

Biliyor musunuz?

İlk elektrikli scooter kimler için yaratıldı?

Sıkı durun!

Çok şaşıracaksınız…

Çocuklarınız için değil,

İçinizden geçirdiğinizi biliyorum.

1894 yılında özgürlüğüne yeni kavuşmuş kadınlar için kısa mesafede pratik çözüm elde etmek için düşünülmüş.

Leydi Norman

1915 yılında Büyük Britanya da kadınların oy hakkının aktif destekçisi olan İngiliz aktivist Leydi Norman, ilk kullananlardan biri olsa da hedeflendiği gibi kadınlardan çok talep görmemiş.

1915 yılında New York Postanesi, postacılarına daha kolay bir teslimat yöntemi sağlaması ve Emniyet Teşkilatı da polis memurlarının devriye gezmesi için bir şirket ile sözleşme imzalar.

Ancak, New York çete üyeleri kolay kaçış sağlamak için postacıların Scooter’larını gasp ederler.

Basın, çete üyelerinin kaçışına olanak sağlandığını yazarak scooter kullananların sanki sadece çete üyeleriymiş gibi bir algı yaratırlar. Sonuçta üreticiler satış hedefine ulaşamadıkları için Autoped üretimini 1921 yılında durdururlar.

1930’larına gelindiğinde yeni bir tasarım olan direksiyon kolonu tamamen katlanabilir model ile yeni bir çıkış yapar.

Özellikle yakıt tasarruflu ve düşük enerjili bir ulaşım modu olması, popülerliğini gittikçe artırır.

Büyük Buhran’ın ardından, çevrecilik konusunda artan kamu bilinci sayesinde motorlu scooter’lar yeniden moda olur. Hollywood’un Altın Çağının yaşandığı zamanlarda devasa büyüklükteki stüdyo aralarında dolaşmanın da ideal yolu olarak görülür.

1980’li yıllara geldiğimizde ortaya çıkan Go-Ped ve sonraki birkaç on yıl biraz karanlık bir çağ olur. 1986 yılına kadar Go-Ped, gazla çalışan ayakta duran scooter’larını piyasaya bile süremeden arka tekerleğe yerleştirilmiş motorlu tasarımını çıkarır. Ancak bu tasarım da tam hedeflendiği gibi gelişmez.

1990 yılında Lityum iyon piller icat edildiğinde 2. büyük scooter patlaması meydana geldi.

1990 yılında İsviçreli bankacı Wim Ouboter Zürih’teki Sternengrill’de evinden St. Gallen sosisi yemek için yürümeye başlar.

Arabasını çıkarmak için yakın, bir kaç durak yürümek için ise uzak olarak görünüyordu. Ouboter, ihtiyaç duyduğu şeyin, mikro mesafeyi hızla kat etmesine izin verecek bir ulaşım yöntemi olduğuna karar verir.

Hem, bisikletini ve aracını garajdan çıkaramayacak kadar zahmetli olmayacak, hem de park sorunu yaşamayacak bir yol olmalıydı.

Aklına, dedesinin yaptığı çocukken oynadığı ahşap kickboard’lar gelmişti.

Nasıl üretecekti? Kaynak bulmalıydı. Hemen kolları sıvadı ve yatırımcı bulmak için mücadele etti. Nihayet Çinli bir bisiklet üretim şirketi olan JD Corp şirketini ikna ederek ortaklık kurdu. Üretim ve satış planlaması ardından 1999 yılında Japonya’da satışlar başlamış ve bu tarihten itibaren rakipleri çığ gibi artmıştı.

Micro, Razor gibi firmalar, dünyanın scooter tutkusunu yeniden alevlendirmişti.

2001 yılında bu hikayenin bayrağını kapan Go-Ped dünyanın ilk elektronikle çalışan scooter’ını piyasaya sürdü ve kısa süre sonra diğer şirketler rekabet etmek için ilk elektrikli versiyonlarını geliştirmeye başladılar.

e-scooter’lar Y kuşağı ile düşük ve orta gelirli gruplar arasında popülar olmaya devam etmeye başladı.

Birçok üretici, inisiyatifli bir sürüş deneyimi sağlamak için bağlantılı araç teknolojisini bu scooter’lara entegre ediyordu.

Scooter endüstrisi ayrıca kişisel kullanım ve ticari kullanım olarak sınıflandırılmış, kişisel kullanım segmenti ise, 2022’de toplam gelirin yüzde 68,85’inden fazlasını oluşturarak en büyük paya sahip olmuştu. e-scooter, çevre dostu, uygun fiyatlı, hafif, az bakım gerektiren ve kolay manevra kabiliyetine sahip olduğu için kişisel araç tercihlerinde öncelikleri değiştiriyor.

Buna ek olarak, e-scooter’lar geleneksel muadillerine göre yüksek mekanik verimliliğe sahip ve daha az bakım gerektiriyordu. Bu nedenle piyasada ilgi görüyordu. Bununla beraber, e-scooter filosunun paylaşımlı mobilite ve araç kiralama ekosistemlerine dahil edilmesi, endüstrinin büyümesine yönelik talebi artırıyordu.

COVID-19 krizi, küresel ekonomik yavaşlamaya neden oldu. Virüsün yayılmasını engellemek için dünyanın çeşitli yerlerinde uygulanan karantina uygulamaları, tedarik zincirinde aksamalara ve üretim faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasına neden oldu. Pandemi, genel otomotiv endüstrisini etkileyerek büyüyen e-scooter pazarının 2020’nin ilk yarısında büyümeye müteakip düşmesine yol açtı.

İspanya, ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde e-scooter paylaşım hizmetlerinin artan şekilde benimsenmesi, pille çalışan iki tekerlekli araçlara olan talebi artırdı.

Lityum-iyon pil segmenti ise 2022’de küresel endüstriye hakim oldu. Segmentin yüzde 11,25’in üzerindeki en hızlı büyüme oranıyla daha da genişleyeceği tahmin ediliyor. Li-ion pillerin fiyatının önümüzdeki yıllarda düşüş eğilimine girmesi ve 2030 yılına kadar %70’ten fazla düşmesi bekleniyor. Dolayısıyla, bunun e-scooter maliyetlerini de düşürmesi bekleniyor.

Gelelim Ülkemize;

Bizde biraz kaldırımlarda kirlilik yaratsa da e-scooter pazarı hızla arttı. Bisiklet kullanım kültürünün çok yaygın olmaması dolayısıyla bisiklet yollarımızın olmayışından kaynaklı sorunlar karşımıza çıksa da orta ve düşük gelirli gençlerin ilgisi büyük oldu.

Yerli scooter şirketlerimizden Martı’nın ABD’de borsaya açılması insanlarımıza müthiş bir gelişme hissi ve diğer girişimci şirketlere cesaret verici olsa da her zaman söylediğimiz gibi siz eğer şampiyonlar liginde oynamak istiyorsanız rekabet edilebilmek için güçlü bir hikaye ile farklılığınızı göstermeniz gerekir.

Devam edeceğiz…

(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi yazarlar@sentezmedya.com.tr adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)

Paylaş.
Exit mobile version