• Ercüment Tunçalp tarafından retailturkiye.com portalında yazıldı.

Günümüzde perakende ticaret hızlı bir şekilde internet ortamına kayıyor. Ama ne gam; fiziki perakendeciler böyle bir rakiple ne fiyat kıyaslaması yapıyorlar ne de kendilerine yeni bir strateji belirliyorlar. Hatta öyle ki, rekabet koşulları ağırlaşmamış gibi bazıları kâr marjlarını da artırıyorlar.

E-ticaretin olmadığı 80’li yıllarda; marketin önüne meyve sebze satan seyyar satıcı geldiğinde fiyatlar geri çekilirdi. Bir marketin çevresinde pazar kuruluyorsa, o günlerde o şubelerde rekabetçi özel fiyatlar uygulanırdı. Bugün ise her marketi 24 saat etkileyen online satışlar var.

Pandemi sürecinde zirve noktasına ulaşan e-ticaret potansiyeli artık düşme eğilimine geçmez. Zira tüketici ucuzluğunu da kolaylığını da fark etti ve bu kanalı çok sevdi. E-ticaret yatırımcısının müşteri sayısını artırmak için yeni şube yatırımı yapmasına gerek yok. Fiziki perakendecide giderlerin yüzde 70’ini personel, kira ve enerji giderleri oluştururken, e-ticarette bu giderler yok gibidir. Üstelik tedarikçinin fiziki perakendeciye ödediği raf parası da bu kanalda yoktur.

Deloitte analizinde; e-ticaretin perakende içindeki payının yüzde 15 bandını aştığı görülüyor. Ve global e-ticaret hacminin 2025 yılında 4,4 trilyon dolar seviyesine ulaşması beklenirken, e-ticaretin toplam perakende içindeki payının yüzde 20,8’e yükseleceği öngörülüyor. Pandemi sonrası e-ticaretin etkisinin kalıcı olacağı analizde altı çizilen bir konudur.

Kendi ülkemize baktığımızda; daha da ilginç sonuçlar var. Türkiye’de e-ticaretin 2020-2024 yılları arasındaki büyüme tahminleri incelendiğinde, her yıl ortalama yüzde 23,7 oranında büyüyeceği ve 4 yılda 2,3 katına çıkacağı bekleniyor.

Türkiye’de e-ticaret 2020 yılında pandeminin de etkisiyle geçtiğimiz yıla göre yüzde 66 oranında büyüyerek 226 milyar TL büyüklüğe ve genel ticaret içindeki oranı da yüzde 18’e ulaşmış bulunuyor.

Fiziki perakendecinin rafına giremeyen marka sahipleri için online kanallar kurtarıcı olmaktadır. Yumurtaları ayrı sepetlere koymayı başarabilen ve iki tarafta da yer alan markalar ise e-ticaret satışlarının arttığını, fiziksel mağaza satışlarının ise azaldığını belirtiyorlar.

Araştırmayı gerçekleştirenlere bir katkı yapmak isterim. Zira önemli bir sebebin eksik kaldığını görüyorum.

Pandemide tüketicilerin e-ticarete yönelme sebepleri sıralanmış:

  • Kalabalık ortamlardan kaçınma isteği (% 67),
  • Ulaşılabilen ürün seçeneklerinin daha fazla olması (% 64),
  • Evden alışveriş yapmanın daha konforlu olması (% 57),
  • Mesai saatleri ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle fiziksel mağazalara ayıracak vakit bulunamaması ( % 55).

Bütün bunlar geçerli sebepler olup, sınırlı bütçeye sahip tüketiciler için hiç birisi ana sebep olamaz. Nitekim çevrede küçük bir araştırma yapınca gördüm ki; tüketicinin yüzde 70’i “avantajlı ve düşük fiyat” bulabilme ve sepet indirimlerinden istifade imkanını önemli avantaj olarak görüyorlar. Bunun gözden kaçmasına şaşırdığımı ifade etmeliyim.

E- ticaretin geleceğini görebilmek açısından, fiziki perakendenin küresel lideri Wal Mart ile e-ticaretin küresel lideri Amazonarasında son 6 yılı kapsayan bir kıyaslama yaptım. (Kaynak: Deloitte- Perakendenin Küresel Güçleri Raporları)

  • Onlarca yıldır Walmart dünyanın ilk 250 şirketinin yer aldığı listelerde hep 1. sırayı muhafaza ediyor. Yeni yayımlanan son listede de (2019 mali yıla ait) bu şirket yıllık 524 milyar dolar ciro ile ilk sırada yer almaya devam ediyor. Raporun açıklandığı tarih (2021) ile ait olduğu mali yıl arasında her zaman 2 sene fark bulunuyor. Herhangi bir yanlış anlamayı önlemek açısından hatırlatıyorum.
  • Amazon2014 mali yıl sonunda 70 milyar dolar ciro ile 12. sırada yer alırken, Wal Mart için ciddi bir rakip değildi ve Walmart cirosunun sadece yüzde 14’ü kadar bir ciro büyüklüğüne sahipti.
  • 2019 mali yıl sonunda ise; her sene merdivenleri tırmanan Amazon 158 milyar dolar ciroya ulaşarak 2. sırayayerleşmiştir. Walmart cirosunun da yüzde 30’una ulaşmıştır. Henüz pandemi etkisinin görülmediği dönem olduğunu da hatırlatırım. Esas Amazon büyümesini 2020 ve 2021 mali yıl tablolarında göreceğiz.


Amazon 2014- 2019 yılları arasındaki son 5 senede cirosunu yüzde 126 artırırken, Walmart aynı dönemde cirosunu sadece yüzde 8 oranında artırabilmiştir. Enflasyon olmayan ülkelerde cirolar bizdeki oranlarda artamaz. Zira cirosal büyümenin içinde enflasyon payı da bulunmaktadır. Amazon’un cirosal büyümesine bunu da dikkate alarak bakarsak başarının derecesini daha iyi anlamış oluruz.

  • Aynı artışlar önümüzdeki 5 yılda da sürerse, Amazon cirosu 358 milyar dolara, Walmart cirosu 565 milyar dolara yükselecektir. Bu şekilde Amazon Walmart’ın yüzde 63’üne ulaşacaktır. Dolayısıyla Amazon’un yapacağı yeni ataklarla ve arkasına alacağı rüzgarla 8 yıl içinde Walmart’ı yakalayabilmesi ihtimal dahilindedir. Bu hem şirket başarısıdır hem de daha çok formatın avantajıdır. Bunun farkında olan Walmart, e-ticarete ve teknoloji yatırımına ağırlık vermesine rağmen Amazon kadar çevik ve kıvrak hareket edememektedir.
  • Perakendenin Küresel Güçleri ilk 250’nin içinde; Amazon ile birlikte 9 adet e-ticaret şirketi bulunuyor. ABD’den 4, Çin’den 2, Almanya’dan 2, Güney Kore’den 1 şirket…

Listede yer alan diğer perakendecilerin de kendi e-ticaret departmanları bu kanalın büyümesine katkı yapacaktır. Bu gelişmeden ‘bize ne’ diyemeyiz. Amazon ülkemize geldi. Diğerleri de küresel genişlemeyi programa aldılar. Fiziki bir perakendecinin yeni bir ülkeye yatırım kararı almasıyla, e-ticaretin yeni bir ülkede faaliyete geçmesinin zorluk derecesi aynı değildir. Dolayısıyla yakında küresel rekabet yerel pazarları da etkileyecektir. Şimdi buna hazırlık zamanıdır.

Üstelik bizim ülkemizde e-ticarete pozitif ayrımcılık da var. “Haksız rekabet olmasın” diye her yeri kapatıyorlar, sadece e-ticaret açık kalıyor ve burada da haksız rekabet söz konusu olmuyor!

Paylaş.
Exit mobile version