Malum, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla da tohum tartışmasına, ayçiçeği de eklendi. Çünkü dünyanın en büyük ayçiçeği tohumu tedarikçilerinin başında Rusya ve Ukrayna geliyor. Dünya petrol ve doğalgaz sıkıntısı yanında ayçiçek yağından da mı yoksun kalacak? Türkiye de bitkisel yağ ihtiyacının yarısını ithal yağlı tohumlarla tedarik ettiğine göre, bu tartışmaların odağında olmamız gayet normal görünüyor.

Peki, çözüm nedir?

Sadece ayçiçeği bakımından değil, bütün tohumlu bitkiler açısından en önemli sorun üretimin yanı sıra tohum ıslahıdır. Hele iklim değişikliği ile beraber tohum ıslahı en acil, en stratejik tarımsal faaliyetlerin başında gelmelidir.

Türkiye Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) verilerine göre, yaklaşık 9 milyar dolarlık işlem hacmine sahip yağ sektöründen bahsediyoruz.

Kişi başı yılda en az 20 litre yağ tüketiyoruz. Yani, Türkiye’de yılda yaklaşık 1,5 milyon ton yağ tüketiliyor. Türkiye yağ tüketiminin yüzde 78’ini ayçiçek yağı oluşturduğu için, en az 3 milyon ton ayçiçeği tohumu üretmesi gerekiyor. Bu hammadde ihtiyacının karşılanması için de ekim alanlarının iki katına çıkarılması gerekiyor.

Ayçiçek yağına bu kadar bağlı olmak, sürdürülebilir bir durum değildir. Dünyanın hiç bir yerinde böyle yoğun ayçiçek yağı kullanımı yoktur.

Türkiye’nin yağ ithalatı

Son 3,5 yıla baktığımızda yağ ithalatına 12,5 milyar dolar seviyelerinde ödeme yapılmış.

Olayın diğer tarafından bakacak olursak; son 3,5 yılda bu alanda bizim çiftçimiz yerine yabancı ülke çiftçilerinin cebine giden toplam döviz 12,5 milyar dolar.

Rusya ile Ukrayna savaşından sonra durum daha stratejik hale geldi. Türkiye’nin yıllık yağ tüketiminin 450 bin tonu Rusya’dan ithal ediliyor. Ve bu iki ülke savaş hali sürerse, alternatif kaynak olabilecek ülke yok.

Dünyanın ve Türkiye’nin bitkisel yağ tohumu tarımına baktığımızda, mutlaka üretimin artırılmasına yönelik yatırımların devam etmesi gerekiyor.

Yağlı tohum üretimi

2021-2022 pazarlama yılında dünyada yağlı tohum üretim miktarının 619 milyon ton olacağı tahmin edilmiş ve toplam üretimin yüzde 60,2’sini soya, yüzde 11,2’sini kolza ve yüzde 9,2’sini ayçiçeği oluşturmuştu.

Söz konusu dönemde yağlı tohum üretiminde yüzde 30,5’lik artış sağlanırken, en büyük artış, yüzde 63,7 ile ayçiçeğinde gerçekleşmişti.

Savaş öncesi yapılan değerlendirmelerde ise bu sezon dünya ayçiçeği üretiminin Ukrayna, Rusya ve AB’deki artışa bağlı olarak 57,3 milyon tonla rekor seviyede olacağı öngörülmüştü.

Ülkenin yağlık ayçiçeği ekim alanları 2015 yılında 5,6 milyon dekar iken, 2020’de yüzde 17 artarak 6,5 milyon dekara yükseldi. Aynı dönemde 1,45 milyon ton olan yağlık ayçiçeği üretimi ise 1,9 milyon tona ulaştı. 2021 üretimi ise bir önceki yıla göre yüzde 16,8’lik artışla 2,42 milyon tona yükselerek Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.

Türkiye’de ayçiçeği üretiminin yoğun olarak yapıldığı iller sırasıyla Tekirdağ, Konya, Edirne, Kırklareli ve Adana. Bu iller, toplam üretimin yüzde 68’ini karşıladı.

2020-2021 sezonunda ayçiçeği ithalatının yüzde 50,6’sı Rusya’dan, yüzde 14,6’sı ise Ukrayna’dan gerçekleştirildi.

Türkiye, 2021 itibarıyla 668 bin ton ayçiçeği tohumu ve 820 bin ton ham yağ ithal ederken, 461 bin ton rafine ayçiçeği yağı ihraç etti.

Tohum ıslah çalışmaları yetersiz!

Çözüm yağlı tohum ıslahı olduğunu söylemiştim. Türkiye gibi farklı iklim koşullarına sahip ülke için nemli, kurak, karasal ve deniz etkisindeki bölgeler için ıslah edilecek tohumların yanı sıra erkenci ve geçici tohumlar da yetiştirilmelidir.

Her ne kadar ayçiçeğinde şimdiye kadar 48 ayrı tohum ıslahı yapılmış olsa da, bu yeterli olmamıştır.

Türkiye’nin en fazla ayçiçeği yetiştirilen bölgesi Trakya, ardından Adana ve Konya gelmektedir. Yeni ekim alanlarına ihtiyaç vardır.

Geçen ay Kars’a yaptığım gezide, bölgede ayçiçek deneme ekimi yapıldığını görmüştüm. Geçmiş yıllarda da Muş ovasında da deneme ekimi yapılmıştı.

Malum, güçlü bir şekerleme şirketi bisküvilik buğday ıslah çalışmalarına başlamış ve yoğun ekime başlamıştı. Bu yıl hasadı da yapıldı. Benzer uygulamaları güçlü şirketlerin kendi alanlarında ilgili tohumlarla yapması gerekiyor.

Yerli ayçiçeği tohumu projesi

Ayçiçek yağında da Savola Grubu’nun markalarından Yudum’un tohum ıslah çalışmalarını iki yıldır takip ediyorum. Geçen yıl Tekirdağ’da 10 ayrı tohum deneme ekimi yapılmıştı. Elde edilen sonuçlara göre bunların arasından seçilen 5 tohumun, bu yıl Konya’da deneme ekimi yapıldı. Önümüzdeki yıl da bu beş tohum arasından seçilecek 3 tohum Adana’da deneme ekimi yapılacak. Ardından muhtemel ki Karadeniz Bölgesi’nde bu veya başka tohumların denemeleri devam edecek.

Tohum ıslahı uzun vadeli bir üretim stratejisidir. Yudum’un tohum ıslah çalışmalarının ardındaki vizyonu, Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü Houmer Balazadeh ve Pazarlama Müdürü Ezgi Nur Tamdoğan ile detaylı konuşma şansı buldum.

Birkaç ay önce de, kendileriyle Manisa’da delice denilen yabani zeytin ağaçlarının aşılanması ve verimliliğini artırma projesi sebebiyle de bu alanda kısa sohbet yapmıştık. Malum Savola, Yudum markasının yanı sıra Egemden ve Sırma markalarıyla da zeytinyağı pazarının önde gelen şirketlerinden biri.

Grup, öncelikle bu projelere birer sosyal sorumluluk olarak değil, iş alanlarını tamamlayan bir süreç olarak yaklaşıyorlar. Yarım asra yaklaşan bir marka olduklarını belirten Ezgi Nur Tamdoğan, marka amaçlarının “yerli üretimi artırmak” olduğunu söylüyor.

Yerli üretimi artırmak amacıyla, birçok sivil toplum kuruluşu ile birlikte ağaç diktiklerini, eğitim programları düzenlediklerini, çiftçileri desteklemek için hibe programları hayata geçirdiklerini de belirten Tamdoğan, Tohum Derneği’nden gelen tohum ıslahı fikrinin kendilerine çok cazip geldiğini ve böyle bir sürece başladıklarını açıkladı.

Deneme ekimlerinde yüzde 25 verim artışı sağlandı

“Her şey tohumla başlıyor!” diyen Tamdoğan, Trakya Bölgesinde yaptığımız deneme üretimlerinden yaklaşık yüzde 25 verim artışı sağladıklarını ve tohum güçlü olursa, tarımın da daha güçlü olacağına dikkat çekti.

Kendilerinin tohum şirketi olmadığını da hatırlatan Ezgi Nur Tamdoğan, geliştirilen tohumların sahibinin TAGEM olduğunu ve çiftçinin hizmetine sunulacağını da sözlerine ekledi. Süreç tamamlanınca tohumların tescil işlemleri TAGEM tarafından yapılacak.

Diğer taraftan Savola Genel Müdürü Houmer Balazadeh, Avrupa’da çok tüketilen kanola yağı konusunda da çalışma yapmak istediklerini, ancak nihai tüketicinin kanola yağı tadına alışkanlığı olmadığına dikkat çekti. Tüketiciye bu tadı alıştırmaları gerektiğini vurgulayan Balazadeh, yemeklik bitkisel yağ pazarında nerede zayıflık ve eksiklik görürlerse yatırım yapacaklarını açıkladı.

Zeytin ve ayçiçeği bitkisinin hiçbir şeyinin atılmadığını da hatırlatan Balazadeh, yağ üretim sürecinde ortaya çıkan yağ asitlerinin, kişisel bakım sektöründe çok kıymetli olduğunu ve yurt dışından talep edildiğini de belirtti.

Tohum ıslahı stratejik hale geliyor

Tohum önemli, Savola’nın delice zeytin ağaçlarının aşılanması ve ayçiçek tohum ıslahı bu süreçte iki güzel adım. Ama yetmez, umarım elde edilen olumlu verimlilik sonuçlarıyla, yeni ıslah çalışmaları başka bölgelerde ve ürünlerde de kendini gösterir. Hem rekabet, hem iklim krizi ve dış ticaretteki gelişmeler tohum ıslahını daha zorunlu ve daha stratejik hale getiriyor.

Paylaş.
Exit mobile version