Kış aylarının gelmesiyle birlikte ‘kalıcı yaz saati’ uygulamasıyla ilgili tartışmalar her yıl olduğu gibi yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin batısındaki illerin toplam nüfusu yaklaşık 56 milyon vatandaş karanlıkta güne başlıyor. Kalıcı yaz saati uygulamasından, erkenden işbaşı yapanlarla okula giden öğrencilerin yanı sıra erken kalkmaya alışkın nüfus da etkileniyor.

Türkiye’nin batı ve doğu uçları arasında 76 dakikalık fark bulunduğundan bu durum, doğuda yaşayanları çok fazla etkilemedi. Şu anki dilime göre, Iğdır’da 06.51’de gün doğarken Edirne’de 08.05’te doğuyor. Bu nedenle doğudaki şehirlerde yaşayanlar aydınlık bir güne uyanmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz ekim ayında konu yeniden Meclis’e taşındı ve bu uygulamadan vazgeçilmesi çağrısı yapıldı, ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaz saati uygulamasının kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir çalışmanın olmadığını açıkladı.

Tüm bunlar toplumsal tartışmaların önüne geçmekte yeterli olmadı. Peki, 2016’da uygulamaya koyulmasına rağmen her yıl yeniden tartışma konusu olan yaz saati uygulamasının, vatandaşa ve ülke ekonomisine katkısı ne oldu? Elektrik tedarikçileri karşılaştırma ve değiştirme sitesi encazip.com, yaz saati uygulamasıyla ilgili merak edilenleri araştırdı.

Bir saatte iki kat tasarruf ediliyor

Özellikle kalıcı yaz saati uygulamasından muzdarip olan ülkenin batısındaki şehirlerde yaşayan vatandaşların en merak ettiği soru ise bu uygulamanın vatandaşın faturasına nasıl yansıdığı ve tasarruf edilip edilmediği. Elektrik piyasasında enerji maliyetleri saatlik olarak belirleniyor ve bu doğrultuda tüketicilere sunulan tarifeler arasında, günün farklı saatlerinde farklı fiyatlandırma uygulanan üç zamanlı elektrik tarifeleri yer alıyor. Elektrik maliyetinin ve de tüketici fiyatlarının en yüksek olduğu zaman dilimi 17.00-22.00 saatleri arasında. Bu saatlerin dışında kalan zaman dilimlerinde ise maliyetler oldukça düşük. En ucuz elektrik fiyatının olduğu gece tarifesi saat 6.00’da bitiyor ve bu da çoğu kişinin işe gidişi için uyandığı ve hazırlandığı zamana denk geliyor. Bu saatte de haliyle elektrik tüketimi artıyor. Sabah 6.00’dan gün doğumuna kadar olan sürede yine düşük fiyatlı gündüz tarifesi geçerli oluyor. Normal koşullarda evlerdeki elektrik tüketimi puant saatler olan 17.00-22.00 saatleri arasında daha yoğundu ancak kış saati uygulamasının kalkması ile birlikte puant saatlerde tüketilen elektrik bir nevi gece ve gündüz saatlerine kaydırılmış oldu. Böylece tarife bazında 1-2 saatlik süre için elektrik faturasında yaklaşık yüzde 50’lik tasarruf ortaya çıkıyor.

Yılda 3.97 milyar TL tasarruf edildiği açıklandı

Yaz saati uygulamasının etkilerini araştırmak üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında imzalanan sözleşme kapsamında yürütülen çalışmaların sonucunda hazırlanan “Sabit Saat Uygulaması (SSU) Değerlendirme Raporu”na göre, Türkiye’nin kalıcı yaz saati uygulaması ile her yıl 1 milyar TL’yi aşan oranlarda tasarruf elde ettiği söyleniyor. 2016 yılında sabit yaz saati uygulamasına geçildiğinden bu yana ise 6.82 milyar kilovat saat tasarruf edildiği belirtiliyor. Ancak bu konuyla ilgili farklı araştırmalar da söz konusu. İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sinan Küfeoğlu ve arkadaşlarının yaptığı araştırmaya göre ise kalıcı yaz saati ile tasarruf söz konusu değil. Araştırmada 2012-2020 arasındaki elektrik fiyatları, enerji tüketimi ve iklim değişkenlerini hesapladı. Araştırmanın sonucuna göre, yaz saati uygulaması ölçülebilir miktarda tasarruf sağlamadı ya da iddia edilen diğer bir görüş gibi fazla elektrik kullanımına neden olmadı.

Vatandaşların sadece yüzde 22’si kalıcı yaz saati uygulamasından memnun

Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre vatandaşların sadece yüzde 22’si kalıcı yaz saati uygulamasından memnun. Araştırmalara göre halkın yüzde 66’sı eskisi gibi kış ve yaz saati uygulamasına dönülmesini istiyor. Sürekli yaz saati uygulamasından memnun olduğunu ifade edenlerin oranı ise sadece yüzde 22. Ancak bu memnuniyet ekonomik değil, psikolojik verileri yansıtıyor, zira bireysel anlamda tasarruf oldukça sınırlı oluyor ve yalnızca günün küçük bir bölümünü kapsıyor. Özellikle ülkenin batısında yaşayan insanlar güne başlarken havanın karanlık olmasını istemiyor. Bunun nedeni ise karanlıkta işe gitmek istememeleri ve çocuklarının karanlıkta okula gitmesini tehlikeli bulmaları.

Paylaş.
Exit mobile version