“Teknoloji ile liberal sanatların kesiştiği yerde insanlığa gerçek değeri sunarız.” – Steve Jobs

Steve Jobs’un yanı sıra Benjamin Franklin ve Albert Einstein gibi tarihteki önemli kişiliklerin biyografilerini yazan Walter Isaacson, Jobs’un hayatını ve kariyerini derinlemesine araştırdı ve onunla birçok kişisel röportajından birinde Steve Jobs, “Kendimi her zaman bir çocuk kadar insancıl bir adam olarak hissettim, ancak elektroniği çok seviyordum. Sonra idollerimden biri olan Polaroid’den Edwin Land’in insancıllıkla bilimin kesiştiği yerde durabilen insanların öneminden bahsettiği bir yazısını okudum ve o an işte böyle bir insan olmak istediğime karar verdim.” demişti.

Orada sanki kendi hayatının temasını tarif eder gibiydi ve daha çok araştırdıkça onun gerçekten öyle bir insan olduğunu daha iyi anladım. O, insancıllıkla bilim, yaratıcılık ile teknoloji ve sanat ile mühendislik arasında bağlar kurmuştu.

Ondan daha yetenekli teknoloji uzmanları (Wozniak, Gates), kesinlikle çok daha iyi tasarımcılar ve sanatçılar vardı. Ancak çağımızda ondan başka hiç kimse şiirsellikle mikroişlemcileri bu kadar ses verici bir inovasyonla bir araya getirememişti.

“Liberal Sanatlar ile Teknoloji Sokaklarının kesiştiği” yerden ilham almak

O bütün bunları sadece sezgisel bir iş stratejisiyle başarmıştı. Son on yıl içinde piyasaya sürdüğü hemen her üründe Jobs, “Liberal Sanatlar ile Teknoloji Sokaklarının kesiştiği” yerden ilham alan bir heyelan yaratmıştı.

Franklin ve Einstein’ın biyografilerini yazarken en çok ilgimi çeken konu hem insancıllığın hem de bilimin güçlü tek bir kişilikte birleşmesi halinde ortaya çıkan yaratıcılıktı ve ben 21’inci yüzyılın inovasyoncu ekonomileri kurulurken bu özelliğin kilit bir rol oynayacağına inanıyorum. Bu uygulamalı hayal gücünün özüdür ve bu yüzden gelecekte yaratıcı bir yönü olmasını isteyen bütün toplumlar açısından insancıllık ile bilim çok önemli olacaktır. Jobs ölüm döşeğindeyken bile daha başka hangi endüstrileri bozabileceğinin planlarını yapıyordu.

Estetik ve insancıl değerlere saygı duymak

Walter Isaacson’ın bu yorumları Steve Jobs’un insancıllıkla bilimi birleştirme konusundaki fikirlerini ve vizyonunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Jobs, teknolojik inovasyonun yanı sıra estetik ve insancıl değerlere de derin bir saygı duyuyordu.

Jobs’un bu yaklaşımı, onun ürünlerini diğer teknoloji ürünlerinden ayıran şeydi. iPhone, iPad ve MacBook gibi ürünleri sadece işlevsel cihazlar değil, aynı zamanda estetik ve kullanıcı deneyimi açısından da devrim niteliğindeydi.

İş ve sanat, strateji ve inovasyon

İş dünyası ve sanat arasındaki bu kesişimin sadece estetik ve kullanıcı deneyimi açısından değil, aynı zamanda iş stratejisi ve inovasyon açısından da ne kadar önemli olduğunu belirtmek mümkün. Steve Jobs’un bu vizyonu, onun Apple’ı teknoloji endüstrisindeki lider şirketlerden biri yapmasında büyük bir rol oynadığı ne kadar net değil mi?

Şirketler de aslında bir senfoni orkestrası gibidir

Örneğin bir klasik müzik eseri dinlediğinizde, orkestradaki her enstrümanın ayrı bir sesi, tonu ve özelliği olduğunu duyarsınız. Bazı enstrümanlar ana melodiyi taşırken, diğerleri ona eşlik eder veya kontrast oluşturur. Tıpkı bir şirkette farklı departmanların, yeteneklerin ve rollerin olduğu gibi. Ve tıpkı bir orkestrada olduğu gibi, tüm bu farklılıkların bir araya gelip harika bir senfoni oluşturabilmesi için uyuma ihtiyaç vardır.

Orkestra Şefi: Liderlik

Bir orkestranın başarısı büyük ölçüde şefine bağlıdır. Şef tüm enstrümanları dinler, her birinin ne zaman ve nasıl çalacağını belirler. Şirketlerdeki liderler de aynıdır. Vizyonları, stratejileri ve yönlendirmeleri ile şirketin tüm bölümlerini yönetir ve uyum içinde çalışmalarını sağlar.

Enstrümanlar: Farklı Yetenekler ve Beceriler

Her enstrümanın orkestrada bir yeri ve önemi vardır. Kimisi ana melodiyi taşır, kimisi ritmi belirler, kimisi ise derinlik ve renk katar. Şirketlerde de muhasebe, pazarlama, insan kaynakları, satış gibi farklı departmanlar ve roller vardır. Her biri şirketin genel başarısı için kritik öneme sahiptir.

Harmoni: Takım Çalışması

Bir orkestrada, enstrümanların birbiriyle uyum içinde olmaları gerekiyor. Bir enstrümanın yanlış nota çalması tüm performansı etkileyebilir. İş dünyasında da takım çalışması esastır. Bir departmanın veya bireyin hatalı hareketi tüm şirketi etkileyebilir.

Finaldeki Büyük Ahenk: Başarı

Klasik bir eseri seslendiren bir orkestranın performansı sonunda seyirci coşkuyla alkışlar. Aynı şekilde, bir şirketin tüm bölümlerinin uyum içinde çalışması, başarılı projelerin, yüksek satışların ve memnun müşterilerin ortaya çıkmasını sağlar.

İş dünyasının kaba sabalığını sanat ve insancıl yaklaşımlar yumuşatıyor

Sonuç olarak, bir orkestra nasıl mükemmel bir performans sergiliyorsa, şirketler de uyum ve takım çalışmasıyla pekâlâ olağanüstü başarılara imza atabilirler. Hem müzikte hem de iş dünyasında bireylerin bir araya gelip bir bütün oluşturduğunda neler başarabileceğinin, nasıl da katma değer yaratabildiklerinin harika örnekleri olduğunu unutmayalım. Tıpkı Steve Jobs’ın dediği gibi “Teknoloji ile liberal sanatların kesiştiği yerde insanlığa gerçek değeri sunarız.”

Microsoft’un kurucu ortağı olan Paul Allen, aynı zamanda bir Rock müzik tutkunuydu ve gitar çalmayı seviyordu. Kendi Rock grubu olan “The Underthinkers” ile birçok kez sahne aldı ve bazı albümler de çıkardı. Ayrıca Jimi Hendrix’in doğduğu şehir olan Seattle’da, popüler bir müzik müzesi olan “The Museum of Pop Culture”ı kurdu.

Paul Allen ile yapılan bir röportajda onun hayatına, sanat ve iş dünyasına dair felsefesini şu cümle çok güzel özetliyordu: “Paul Allen, teknoloji ve sanatın birleştiği yerde sadece inovasyonun değil, aynı zamanda insan ruhunu besleyen derin bir bağlantının doğduğuna inanıyordu.”

Ne mutlu ki, dünyanın pek çok ülkesinde, pek çok şirket sanata ve sanatçıya destek ve festivallere sponsor olarak hayatımıza değer katan çabalar içindeler. Bu aynı zamanda o şirketlerin kurumsal algı ve itibarlarına da yatırım oluyor tabii ki…

Tüketicileri ve müşterileri olmasam da hayatımıza değer katan şirketlerin ürün ve hizmetlerini tercih etmeye özen gösteriyorum, sanırım benim gibi pek çok duyarlı kişi de…

(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi yazarlar@sentezmedya.com.tr adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)

Paylaş.
Exit mobile version