Bilim insanları üçüncü nesil CRISPR teknolojisinin denemelerine başladı. Bu teknoloji, mevcut CRISPR sisteminin 4-6 katı daha fazla gen aktivasyon kapasitesine sahip. Yeni teknolojiyle aynı anda 7’ye kadar genin işleyişi hızlandırılabilecek.
Daha önceki çalışmalar çoğunlukla genlerin işlevlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olsa da, Nature Plants dergisinde yayınlanan son araştırma genlerin işlevlerini artırmaya odaklanmış durumda.
Çalışmada pirinç, domates gibi bitkiler kullanıldı. Bitkinin daha hızlı çoğaltılabilmesi için çiçeklenme hızının artırılması da dahil pek çok özelliğin değiştirildiği çalışma, çoklu gen aktivasyonunun birçok avantajını ortaya koydu. Araştırmacılar bu tekniği iklim değişikliği ve küresel açlıkla mücadele ile savaşta hedef genlerin ortaya daha etkin ve verimli şekilde konulması için kullanılabileceğini ifade etti.
Normal şartlarda CRISPR-Cas9 sistemi DNA’yı kesen moleküler bir makas görevi görmekte. Bu çalışmada ise etkisiz hale getirilmiş CRISPR-Cas9 sistemi DNA’ya tutunma özelliği için kullanıldı. Bilim insanları genleri keserek etkisiz hale getiren eski sistemin olanaklarının sınırlı olduğunu belirtiyor.
Çalışmanın başında yer alan, Maryland Üniversitesi bitki bilimleri profesörü Yiping Qi, bir bitkide işleyişini durdurmak suretiyle olumlu bir etki ortaya koyulmasını sağlayan genlerin sonsuz sayıda olmadığını söylüyor. Qi, bitkilerin çeşitli şartlara göre savunma mekanizması olarak geliştirdikleri birçok yöntemin bulunabildiğini; yapılması gerekenin bu genlerin işlevlerini artırmak olduğunu ifade ediyor.
Bilim insanları, aktivasyon yoluyla bitkilerin var olan kapasitesini artıracak, hatta yeni işlevler ortaya çıkartacak süreçlerin çalıştırılabileceğini; gen düzenleme ile genleri kapatmak yerine halihazırda var olan işlevlerin avantajımıza kullanılabileceğini söylüyor.
Not: Bu yazı gidahatti.com sitesinden alınmıştır.
