Günümüz iş dünyası, teknolojik gelişmelerin hızla değiştirdiği bir sahne. Ancak bu hızlı dönüşümün ardında, tarih boyunca iş hayatını kökten değiştiren önceki teknolojik devrimlerden öğrenebileceğimiz önemli dersler var. Bu hafta sizinle geçmişten günümüze uzanan bu serüveni, tedarik zinciri yönetimini dönüştüren blockchain teknolojisi üzerinden keşfe çıkalım.

Sanayi Devrimi’nin başlangıcında, fabrikaların dumanları gökyüzüne yükselirken, insanlık ilk kez mekanik gücü tanıdı. İş süreçleri daha önce hayal bile edilemeyecek kadar hızlandı. Ancak tüm bu yeniliklerin gölgesinde, verilerin güvenliği ve işlemlerin şeffaflığı sorunları doğdu.

Yüzyılın ortalarında ise bilişim teknolojisi sahneye çıktı. Bilgisayarlar, veri tabanları ve internet dünyayı daha da yakınlaştırdı. Ancak yine de veriler merkezi sunucularda saklandığı için güvenlik ve veri manipülasyonu riskleri devam etti.

Ta ki blockchain teknolojisi sahneye çıkana kadar. Bu teknoloji, verilerin zincirler halinde şifrelenerek birbirine bağlı olduğu dağıtık bir sistem sunuyor. Bitcoin ile başlayan bu hareket, sadece bir kripto para sistemini değil, aynı zamanda iş dünyasının temelini de değiştiriyordu.

Tedarik zinciri yönetimi bu dönüşümde önemli bir rol oynadı. Ürünlerin her aşamasının güvenli bir şekilde kaydedildiği bu sistem sahtecilik ve hileleri engelledi. Ürünler artık birer sanal mühür gibi, her adım önceki adımlarla bağlantılı olarak kaydediliyor.

Bu dönüşümün en büyük avantajlarından biri şeffaflık ve izlenebilirliktir. Geleneksel tedarik zincirlerinde, bir ürünün nereden geldiği veya nasıl işlendiği sıklıkla belirsizdir. Blockchain teknolojisi, tüketicilere ürünlerinin tam yolculuğunu izleme ve doğrulama imkânı sunarak bu sorunu çözüyor. Blockchain, büyük ve çözümsüz olarak görülen sektörleri değiştirmek için büyük bir potansiyel sunuyor.

Bunu, Amazon’un hikayesi üzerinden daha yakından görebiliriz. Amazon, tedarik zinciri yönetiminde blockchain teknolojisini kullanarak ürünlerin güvenilirliğini ve izlenebilirliğini artırıyor. Amazon Web Services (AWS) üzerine kurulan platformlar, satıcılar ve alıcılar arasındaki işlemleri şeffaf bir şekilde izlemenin kapılarını açıyor. Tüm tedarik zinciri paydaşları arasında güvenli ve şeffaf bir bilgi paylaşımı sağlanıyor. Ürünlerin nerede üretildiği, hangi aşamalardan geçtiği, hangi tesislerde depolandığı ve nasıl taşındığı gibi bilgileri tedarik zinciri paydaşları arasında paylaşmak ve doğrulamak kolaylaşıyor. Bu teknoloji aynı zamanda sahte ürünlerin tedarik zincirine girmesini engellemek için kullanılıyor. Ürünlerin her aşaması blockchain üzerinde kaydedildiği için, ürünlerin orijinalliği ve geçmişi kolayca doğrulanabiliyor. Bu sayede müşterilere güvenilir ürünler sunuluyor. Tüketiciler, ürünlerin çevresel etkileri ve üretim süreçleri hakkında da daha fazla bilgiye erişebiliyor. Bu da blockchain teknolojisinin sürdürülebilirliğe katkısının somut örneği oluyor.

Aynı şekilde IBM de bu dönüşümde öncü bir rol oynuyor. IBM Food Trust platformu, gıda güvenliği konusundaki endişeleri ele alarak, tedarik zincirindeki tüm paydaşların iş birliği yapmasını sağlıyor. Ürünlerin yolculuğu artık dijital bir ağ üzerinden görüntülenebiliyor.

Ve tabii ki, WalmartWalmart, taze meyve ve sebzelerin tedarik zincirini izlemek için blockchain teknolojisini kullanıyor. Gıda kaynaklı salgınların nedenlerini tespit etmek ve ürünlerin güvenilirliğini artırmak amacıyla blockchain tabanlı bir altyapıyı kullanıyor. Bu sayede, gıda güvenliği konusunda da büyük bir adım atılmış oluyor.

Teknolojinin iş hayatını dönüştüren gücü tarih boyunca değişmedi. Sanayi Devrimi’nden bilişim teknolojisinin yükselişine kadar her aşama, endüstrileri ve iş modellerini şekillendirdi. Günümüzde ise blockchain teknolojisi, tedarik zinciri yönetimini daha şeffaf, izlenebilir ve güvenilir hale getirerek iş dünyasını yeni bir döneme taşıyor. Amazon, IBM ve Walmart gibi öncü şirketler, teknolojinin bu evrimsel gücünü kullanarak geleceğin iş dünyasını inşa ediyorlar.

Sevgili Yavuz Selim Şen her hafta Asya-Pasifik raporu yayınlıyor. Bu hafta raporunda Çin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Akademisi’nin, bilgi işlem gücünü artırmak için harcanan her yuanın gayri safi yurtiçi hasılayı 3 ila 4 yuan artıracağını tahmin ettiğinden bahsetmiş. Blockchain ekonomisi tam olarak böyle bir sonuç ortaya koyuyor. Yukarıda bahsettiğim şirketler blockchain teknolojisine yıllardır yaptıkları yatırımların meyvesini milyarlarca dolarlık tasarruf ve kazançla alıyorlar. Lojistikte günler süren süreçler 1 günden daha az zamana iniyor. Hızlı balığın yavaş balığı ham yaptığı bir dünyada bu teknolojiyi kullanmaya başlayanlar küresel ticarette paylarını artırıyor. Darısı yerli şirketlerimizin başına. Bildikleriniz varsa yorumda belirtin siz de…

(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi yazarlar@sentezmedya.com.tr adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)

Paylaş.
Exit mobile version