Covid-19 pandemisi nedeniyle maske artık hayatımızın bir parçası konumundadır. Hem solunum yolu patojenlerine karşı koruma sağlayan hem de SARS-CoV-2’yi laboratuvar testi kadar doğru bir şekilde test eden yüz maskesi kullandığınızı düşünün! 

Harvard Üniversitesinde görevli araştırmacılar, biyosensörleri kumaşa dâhil ederek SARS-CoV-2’yi algılayan bir yüz maskesi üretmişlerdir. Ayrıca aynı grup antibiyotiğe dirençli bakterileri tespit edebilen bir ceket de üretmişlerdir.

Ekip, kullanıcının solunum havasında SARS-CoV-2 virüsünün nükleik asitini algılayan ve herhangi bir maskeye entegre edilebilen bir sensör üretmişlerdir. Maskeyi etkinleştirmek için, kullanıcının üç aşamalı bir reaksiyonun bileşenlerini sağlaması gerekir. Maskenin kendi kendine yeten algılama sistemini aktive etmek küçük için bir düğmeye basmak yeterlidir.

  • Maskenin sensöründe biriken herhangi bir virüs,  kılcal hareketle sistemden geçer.
  • İlk olarak, RNA’yı açığa çıkarmak için herhangi bir viral partikül açılmaktadır.
  • Ardından, bir ters transkriptaz enzimi, tek sarmallı SARS-CoV-2 RNA’yı çift sarmallı DNA’ya dönüştürür.
  • Daha sonra, bir rekombinaz enzimi DNA dupleksini açar ve DNA’daki homolog bölgelerle primerleri eşleştirir.
  • Bağlayıcı bir protein, ayrılan DNA zincirlerini stabilize etmektedir.
  • Viral DNA’nın kopyaları, tek iplikli DNA da dâhil olmak üzere yakındaki nükleik asitleri kesen enzimi aktive etmektedir.
  • Serbest bırakılan gösterge, maskedeki bir şeritle tepki vermekte ve şerit üzerindeki çizgilerin modelini değiştirmektedir.

Araştırmacılar, akciğer aktivitesini taklit eden ve insan solunum yolu modeline dayanan cihazda maskeleri test etmişlerdir. Nebulize edilmiş SARS-CoV-2 RNA’sını maske takan solunum cihazlarına bağlayarak, maskenin kullanıcı tarafından solunan viral RNA’yı algılayabildiğini doğrulamışlardır.

Bilim insanlarına göre test,  PCR testleriyle aynı düşük konsantrasyonlarda virüsü tespit edebilmektedir. Üstelik tüm reaksiyon iki saatten kısa sürmektedir.

Bu buluş tıp ve bilim dünyasında heyecan uyandırmıştır. Ayrıca solunum sistemiyle yayılan başka hastalıklara da entegre edilerek kullanabilmektedir. Pandemiyle mücadele de insanlığın elini güçlendiren bir buluş olduğu düşünülmektedir.

Kaynak: gidahatti.com

Paylaş.
Exit mobile version