Karadeniz’de fındık sezonu başlamak üzere. Hemen heyecan yapmayın bu yazımızın konusu fındık değil. Ona şöyle sezon ortasında fiyatlar belirginleşmeye başladığında değiniriz. Malum dededen fındıkçı bir aileden geliyoruz. Hani meşhur bir türkü vardır; “yine yeşillendi fındık dalları/acep ne olacak yarin halleri?” diye işte oradan hareketle ben de Akbelen’de bir takım hadiseler vuku bulunca sormak istedim: “Ne zaman yeşillenecek termik bacaları?”
Rüzgar es deyince esmiyor
Türkiye yıllar boyunca az gitti uz gitti dere tepe düz gitti ve yeşil enerji konusunda epey yol da aldı. Bugün kurulu gücün yüzde 50’den fazlası yenilenebilir santrallarden mürekkep. Ancak yıl ortalamasına baktığımızda elektrik üretiminin yüzde 55-60’ı yine termikten geliyor. Niye, neden, niçin? Sorular basit cevap ise çetrefil. Anlatalım. Çünkü yenilenebilir enerji santralleri doğa koşullarına bağlı olduğundan istikrarlı bir enerji kaynağı değil. Gece ve bulutlu havalarda güneş yok, kurak aylarda barajlar zayıflıyor, rüzgar aklına yatarsa esiyor vd.
Depolama çözümleri toy
Yenilenebilir enerji kaynakları açısından depolama çözümleri olmazsa olmaz. Bu sektörde çeşitli gelişmeler var. Her yeni gün yeni bir icat da çıkıyor. Bazıları ticarileşmeye başladı bile. Ancak baz santral olayını çözebilecek kadar yaygınlaştıkları söylenemez. Efendim elektrik dediğimiz hadise öyle boş araziye santral kurdum da şebekeye verdim demekle olmuyor. Şebekedeki elektrik akımının hep belli bir frekansta kararlı olması lazım. Bunu da sisteme düzenli miktarda enerji sağlayarak yapabiliyorsunuz. Nedir? Yenilenebilir kaynaklarda sorun olduğunda baz yük dediğimiz 7/24 emre amade, kesintisiz şekilde santrallere ihtiyaç duyuluyor. Nükleer santraller bu iş için birebir. Ancak ülkemizde nükleer 70 yıllık bir hayaldi. Bakalım Akkuyu’da gerçek olacak. Kazasız belasız çalışmasını dileyelim. Şimdi nükleer olmayınca tabi termikler devreye giriyor. Bunlar linyit, taş kömürü ve doğalgaz çevrim santralleri oluyor.
Cari açığı patlatıyoruz
Malumunuz yukarıda da esasen ifade ettim. Her ne kadar yenilenebilir enerji santralleri kurulu güç anlamında ağırlığı elde etmiş olsa da veya kontağı açtığımızda çalışabilen doğalgaz çevrim santrallerimiz olsa da hatırlanacağı üzere önceki kış İran’dan gelen gazda sorun yaşanınca biz sanayiye verdiğimiz enerjiyi kesmek zorunda kaldık. Yine hatırlanacağı üzere kurak giden yıllarda barajlardan ve nehir tipi santrallerden sağlanan elektrik azalınca bol bol gaz ithal edip cari açığı patlattık. Yani enerji kaynaklarında çeşitlilik olmazsa olmaz. Kesintisiz enerji için hep birinin bir diğerini ikame edeceği bir sistem lazım. Türkiye bu sistemi kurdu. Çok şükür çok büyük hadiseler de yaşamadan sistem işliyor. Ancak artık dünya değişmeye başladı. Dünya değişirken bizim kurulu düzenimiz de bozulacak. Bu yüzyılda ben düzenimi kurdum bundan sonra emekliliğimi beklerim yok. Hep bir öğrenme hevesinde olmalıyız çünkü hep bir meydan okuma ile karşı karşıyayız.
Dünyaya rezil olmayalım
Ne yapmalı?
Öncelikle bu köşedeki ilk yazımda verimlilik işine dikkat çekerek dijital dönüşümün ne kadar kritik olduğunu not etmiştim. İşte orada ikiz dönüşüm derken işin dijital ayağının yanına bir de yeşil ayağı koymamız gerekiyor. Türkiye enerjide bağımsız olmak istiyorsa evvela linyite sarılmak yerine bu baz yük santral işini çözmek için yeşil enerji tarafındaki meyveleri herkesten önce yemek zorunda. Baz yük santral gibi etkin elektrik üretebilecek güneş enerji santralleri ve depolama sistemlerinin dünyada kullanım alanı artıyor. Bizim mevzuat hazretlerinin bu hadisede de eksik olduğunu biliyoruz. O halde önce bir mevzuatı ayarlamamız gerekecek. Sonra termikler yerine güneş koyabiliyor muyuz, yoksa termikleri jeotermale çevirebiliyor muyuz ona bakmamız lazım. Malum nükleer santral her yere kurulamıyor ve maliyeti de yüksek. İngiltere kömürden çıkarken bu yolu tercih etti ama onların parası var. Bizim ise ilave döviz ihtiyacı yaratacak değil ilave döviz ihtiyacını azaltacak projelere ihtiyacımız var. Yoksa bütün dünya yeşil enerji/temiz enerji diye konuşurken biz geçen hafta olduğu gibi bir Millet Bahçesi büyüklüğündeki alanda linyit ocağı açabilmek için bütün dünyaya rezil oluruz.
(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi [email protected] adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)