Yazar: Haber Merkezi

Lityum metal piller, akıllı telefonlarda ve elektrikli arabalarda kullanılanlara kıyasla çok daha kısa sürede çok daha fazla enerji ve şarj tutuyor Araştırmacılar, elektrikli otomobil endüstrisini kökten değiştirebilecek “kutsal kase” niteliğinde bir pil geliştirmekle ilgili 40 yıllık bir sorunun çözümünü gösterdi. Çığır açan gelişme, şu anda akıllı telefonlardan Tesla araçlarına kadar her şeyde kullanılan lityum iyon pillere kıyasla çok daha kısa sürede çok daha fazla enerji ve şarj tutabilen lityum metal pillerin gücünden yararlanmayı içeriyor. Bilim insanları şimdiye kadar ticari uygulamalarda kullanılabilecek kadar stabil bir lityum metal pil geliştirememişti. Harvard Üniversitesi Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Okulu’ndan (SEAS) bir ekibin gerçekleştirdiği gelişme, bu…

Devamını Oku

2020 yılı başından beri hayatımızın içinde olan pandemi, günlük hayatı şekillendirmeye ve değiştirmeye devam ediyor. Pandemi sonrası, Covid 19 önlemleri yeme içme sektörünü şekillendirirken, yeme-içme alışkanlıklarımızı da etkileyerek yepyeni trendleri beraberinde getirdi. Paket servis anlayışı değişerek lüks restoranların menülerini evlerimize kadar getirirken 50’lerin arabaya servis trendi ve her masaya ayrı pos cihazı uygulaması hayatımıza giren değişikliklerden oldu. Pandemi son bir yıldır iş ve sosyal hayatımızda köklü değişikliklere neden olmaya devam ediyor. Günlük iş yapış şekillerimiz ve alışkanlıklarımız değişti ve değişmeye de devam ediyor. Aktüel hayatın her alanında olan değişiklikler, yeni alışkanlıkları ve yeni trendleri de beraberinde getiriyor. Değişime uğrayan alanlardan…

Devamını Oku
CEO

Olağan Genel Kurulu’nu yapan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) yeni genel başkanı Mahmut Asmalı oldu. MÜSİAD’ın 26. Olağan Genel Kurulu İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Olağan genel kurulu sonucu MÜSİAD’ın yeni genel başkanı Mahmut Asmalı oldu.MÜSİAD 26. Olağan Genel Kurulu sonrası MÜSİAD’ın yeni yönetim kurulu; Mahmut Asmalı, Gökhan Yetkin, Mehmet Develioğlu, Soner Meşe, Ahmet Doğan Alperen, Muhammed Ali Özeken, Davut Altunbaş, Abdülsamet Temel, Osman Çalışkan, Hıfsı Soydemir, Abdullah Eriş, Abdullah Bozatlı, Tahir Tuluk, Bekir Sami Nalbantoğlu, Faruk İbrahim Özbek, Mustafa Aktaş, Tevfik Dönmez, Mehmet Şahin, Abdurrahman Uzun, Mustafa Çalışkan, Savaş Yılmaz, Erkan Gül, Abdülkadir Sıcakyüz, Yunus Furkan Akbal ve Meryem…

Devamını Oku

Londra merkezli düşünce kuruluşu Carbon Tracker’ın bu yıl 5’incisini yayımladığı “Hayatta Kalmak için Uyum Sağlamak” başlıklı raporunda, petrol ve doğal gaz sektörüne yatırıma devam etmenin riskleri analiz edildi. Geçen yıl küresel salgın nedeniyle petrol fiyatlarının düştüğü dönemde şirketler 5 büyük petrol projesine yatırım yaptı. ExxonMobil’in Guyana’daki 5,5 milyar dolarlık Payara ve 1,8 milyar dolarlık Pacora petrol sahaları, Petrobras’ın Brezilya’daki 4 milyar dolarlık Itapu sahası, Woodside şirketinin Senegal’daki 3,9 milyar dolarlık Sangomar sahası ile Petrobras, Shell ve Total’in Brezilya’daki 2,7 milyar dolarlık Mero 3 sahaları bu projeler arasında yer aldı. ÜRETİMİ EN AZ YÜZDE 50 DÜŞÜRMELERİ GEREK Rapora göre, Paris Anlaşması kapsamında…

Devamını Oku

Küresel çapta üretim yapan yaklaşık 20 hayvancılık şirketinin neden olduğu toplam sera gazı emisyonunun Almanya, İngiltere veya Fransa’nın sebep olduğu emisyonlardan daha fazla olduğu belirtildi.  Hayvancılık, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 14,5’ini oluşturuyor ve bu anlamda tüm ulaşım sektörü kadar ve bazı yıllar daha fazla oranda sera gazı emisyonuna neden oluyor. Şimdiye kadar pek çok bilimsel raporda, zengin ülkelerin iklim krizi ile mücadele etmek için et ve süt tüketiminde ciddi düşüş gerçekleştirmeleri ihtiyacı ortaya koyulmuştu. Yüzlerce milyar dolar mali destek Friends of the Earth (Dünya’nın Dostları) ve Avrupalı bir siyasi vakıf olan Heinrich Böll Stiftung tarafından hazırlanan ‘Meat Atlas’ (Et…

Devamını Oku

Dünyanın en büyük otomobil üreticisi olan Toyota, 2030’a kadar 13.5 milyondan fazla dolar harcayarak pilleri ve temel tedarik zincirlerini geliştirerek rekabetçilerinin elektrikli araba ve kamyon üretimini yakalamak istiyor. Japon Otomotiv üreticileri elektrikli-benzinli hibritlerin teknolojisinin endüstrisinde liderlik ederken,  sonraki sene tamamiyle elektrikli araç üretimini listelerine alarak sıkı çalışma sergiliyorlar. Şirket, Öncelikli olarak daha düşük maliyetli materyallere ve pil odalarını daha etkili yollarla kullanarak pillerin fiyatını %30 kadar azaltmak istediğini söyledi. Baş Teknoloji Sorumlusu Masahiko Maeda, “Araç için, kilometre başına kullanılan elektrik miktarının bir göstergesi olan güç tüketimini Toyota bZ4X’ten başlayarak %30 oranında iyileştirmeyi hedefliyoruz” dedi. Yakın zamanda bunun için çalışmalara başlandı. Diğer bir hedef ise 2030 yılına kadar 200 gigawatt saat pilgücü üretebilen 70 elektrikli araç pil hattı kurmak. Bir gigawatt saat, bir milyon kilovat saate eşittir. Reuters’e göre Toyota, şu anda mevcut olan birçok EV’dekullanılan sıvı lityum iyon pillerden daha yoğun enerjiye sahip katı hal pilleri üretmeye odaklanıyor. Katı hal pilleri alev almaya daha az duyarlıdır. Şirket ayrıca Prius da dahil olmak üzere gelecekteki benzinli-elektrikli hibritlerinde katı hal pilleri kullanmayı planlıyor. Toyota, 2030 yılına kadar 8 milyon kısmen veya tamamen elektrikli araç satmak istiyor, bunun yaklaşık 2 milyonu tamamen pil veya yakıt hücreleriyle çalışacak. Diğer 6 milyon ise benzinli-elektrikli hibrit veya plug-in hibrit olacak. Volkswagen Salı günü yaptığı açıklamada, otonom sürüş ve elektrikli araçlar alanlarında hedeflerine ulaşmak için daha önce açıklanandan daha fazlasını harcamak zorunda kalabileceğini söyledi. Alman otomobil üreticisi, elektrikli tahrik sistemine (propulsion) dönüşüm için 2025 yılına kadar 150 milyar avro (178 milyar dolar) harcamayı planladığını söyledi. VW, 2030 yılına kadar 240 gigawatt saat kapasiteli altı yeni tesiste pil üretmeyi planlıyor. General Motors, Haziran ayında iki yeni pil fabrikasına 8 milyar dolar harcayacağını ve bu üretimin bir kısmının Honda Motor Co.’ya gideceğini duyurdu. Ford’un SK Innovation ile akü tasarlamak için ortak bir girişimi var. Mayıs ayında Ford, şimdi ile 2025 arasında elektrikli araçlara yaklaşık 30 milyar dolar harcayacağınısöyledi. 2020’de 500.000 kadar elektrikli araç satışı yapan ve EV satış lideri olan Tesla, 2021 yılı bitimine kadar 800.000 bin araç satışı yapabilecek süratte olduğunu söyledi. Kaynak: www.forbes.com

Devamını Oku

Apple, bir işveren ve müteahhit olarak ne yazık ki çeşitli emek, yasal ve etik ile alakalı sorunlara yabancı değil. Bu genellikle yıllar boyunca böyle olmuştur ve çeşitli sorunlar az ya da çok dalgalar halinde gün yüzüne çıkar. Elbette, Cupertino devi ölçeğinde işletme yapıldığında, devasa kurumsal sistemde bir yerde bazı sorunlar kaçınılmazdır. Apple bununla birlikte, #AppleToo hareketinin bir parçası olan kişilerin öne çıkarmaya başladıkları şey, işle ilgili meselelerin münferit vakalarının çok ötesine geçiyor ve Apple’ın şirket içi uygulamalarını, olayların meydana gelmesi için çok hoş olmayan bir ortam yaratmak sebebiyle suçluyor. Konuya girmeden önce, ilgili taraflardan herhangi biriyle hiçbir şekilde bağlı olmadığımızı ve iddiaların hiçbirini doğrulayamayacağımızı söyleyerek bunu ön plana çıkarmalıyız. Bununla birlikte, yakın zamanda #AppleToo tarafından yayınlanan açık mektupta yer alan bazı şeyler dikkatimizi çekti ve liyakat soruşturmasına inanıyoruz. Tamamını buradan kendiniz okuyabilirsiniz. Öne sürdüğü talepler ise şöyle: 1. Tüm Apple politikalarında Apple’ın sahip olduğu ve çalışanların sahip olduğu dijital ve fiziksel mülkiyet arasında ayrım artışı. 2. Tüm Apple genelinde şeffaf, yaşanabilir, adil ve adil bir ücret sağlayın. 3. Tüm üçüncü taraf ilişkilerini denetleyin. 4. İnsanlar ekibini, Çalışan İlişkilerini, İş Davranışını ve Liderliği düzenleyin. 5. Şeffaf bir geri bildirim döngüsü ile grup endişelerinin duyulması için bir süreç sağlayın. Bazı noktalar, özellikle adil tazminatla ilgili olanlar, kuşkusuz biraz belirsiz ve ne yazık ki, bir açık mektupta birkaç paragrafla ele alınamayacak kadar büyük. Bununla birlikte, diğer pek çok nokta, Apple’da sözde bozuk ve kötü kurulmuş bir dahili raporlama sistemi ile birlikte çalışan kişisel verilerinin olası kötüye kullanımıyla birleştiğinde, işyerinde güvenlik ve güven duygusuna zarar veriyor gibi görünüyor. Mektubun kendisini alıntılamak için: ‘’İşçiler, çeşitli kuruluşlarda Townhall Soru-Cevapları için seçilenlerin dışında grup endişelerinin duyulmasını sağlamaya çalışırken çok fazla tepki aldılar. Bu, PBP’miz veya yöneticilerimiz gibi bireysel yollardan bildirilecek kesin bir faaliyet veya kişilerin bulunmadığı birden fazla çalışan tarafından paylaşılan ortak endişeler konusunda kime güvenecekleri ve yardım için kime gidecekleri konusunda pekçok kişinin kararsız kalmasına neden oldu.’’ Basitçe söylemek gerekirse, buradaki iddia, Apple’ın dahili raporlama yapılarının düzgün çalışmadığıdır. #AppleToo’ya göre bunlar da izole olaylar değil. “Yüzlercemiz rahatsız edilme ve ayrımcılık ile alakalı hikayelerimizi belgeledik. Yüzlercemiz, hikayelerimizi dahili kanallardan bildirdiğimizi ve hiçbir yardım almadığımızı belgeledik.” Ve mektubun diğer bazı bölümlerine bakılırsa, şikayetlerin bir kısmı çok ciddi konularla ilgilidir. ‘’Apple’ın raporlama yapısının, İnsan ve Çalışan İlişkileri ekiplerinin, İş Davranışlarının ve tüm üst düzey yöneticilerin tarafsız bir üçüncü taraf denetimini istiyoruz. Bu denetimin ardından ırkçılık, ayrımcılık, taciz, rahatsız edilme, uyumlu faaliyetlerin bastırılması ve misilleme ile ilgili tüm raporların ve sonuçların kapsamlı bir şekilde yeniden soruşturulmasını istiyoruz.’’ Ardından bir de, Apple’da devam ettiği iddia edilen kişisel çalışan bilgilerinin ek bir belirsizlik katmanı ve potansiyel kötüye kullanımı var. ‘’Apple’ın gizlilik ve cihaz bağlantılarına ilişkin politikaları, başvuruda bulunduğumuzda kişisel gizliliğimizin ihlal edilme riskini de almamızı sağlar. Apple’ın zihinsel ve fiziksel sağlık ortakları aracılığıyla izin veya konaklama yeri aradığımızda, geniş kapsamlı kişisel tıbbi bilgileri iki yıllık bir süre boyunca Apple’a ve Apple temsilcilerinden herhangi birine vermemiz istenir. Apple, gizlilik politikalarıyla övünür, ancak gizliliğimizin ve hislerimizin çalışan olarak hiçbir önemi yoktur.’’ Mektup, bu gizlilik noktasında da daha pratik yönlere ve ayrıntılara giriyor. ‘’Apple Çalışanları, kişisel iCloud’larını cihazlarıyla senkronize etmeye agresif bir şekilde “teşvik edilir”. Bu, birçok çalışanın kişisel verilerinin, politikaları uyarınca Apple tarafından aranabilir olmasıyla sonuçlandı… iCloud @ Apple’dan çıkmak isteyenler için çalışanların kişisel verilerini gizli tutmak için Kurumsal e-posta hesaplarını kullanan biri Cloud hesabı sağlanmalıdır. Kaydolmak isteyen çalışanlar için, çalışanların Apple Work klasörü dışındaki her şeyle mahremiyet hakkına sahip olduklarına dair politikalar açık olmalıdır… Cihaza ihtiyaç duyan çalışanlara özel bir numara verilmeli ve Apple’ın kurumsal ekosistemiyle bağlantısı olmayan kişisel bir cihaza izin verilmelidir. Apple Dizini’nde kişisel telefon numaralarının yayınlanmaması ise buna dahil. Bu politikanın bir sonucu olarak, çalışanlar kişisel telefon numaraları üzerinden taciz edilmiştir.’’ Genel olarak, neredeyse zehirli bir çalışma ortamını boyayan oldukça ciddi bir dizi şikayet var. Bir kez daha, iddiaların hiçbirinin gerçekliğinden söz edemeyiz, ancak #AppleToo hareketi çevrimiçi ivme kazanıyor gibi görünüyor. İşte her şeyin bir tür olumlu sonuca dönüşmesini umuyoruz. Kaynak: https://www.gsmarena.com/apple_employees_demand_change_in_internal_company_practices_in_open_letter-news-50816.php

Devamını Oku

İklim krizi gerçekliğini her gün gösteriyor. New York’ta, Berlin’de, Türkiye’de görülen yıkıcı seller; Kaliforniya’da, Rusya’da, Türkiye’de görülen uzun süreli yangınlar, kuraklık… Gezegenimiz her gün açılan yeni bir yarasıyla bizi uyarıyor. Henüz geç değil. Yeşil enerji ve daha temiz elektrik konusunda hızlıca aksiyon almaya devam etmemiz gerekiyor ve geleceğe gerçekten temiz bir sıçrama yapmak istiyorsak, temiz piller kullanmak çok önemli. Enerji depolama teknolojisi hızlı ama ölçülü bir şekilde gelse de pillerin olumsuz çevresel etkilerini azaltmak için hâlâ gidilecek bir yol var. Yenilikçi şirketler şimdiden bu önemli sorunu çözmek için adımlar atıyor. Avrupa Ulaşım ve Çevre Federasyonu, 2035’te %100 emisyonsuz araba satmaya yönelik bir AB planının Avrupa’daki elektrikli…

Devamını Oku
CEO

İzmir’in kuzeyi yabancı yatırımcı için cazibe merkezi haline geliyor. Tarım sektörüne Dikili Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, yenilenebilir eneji sektörüne Bergama Organize Sanayi Bölgesi seçeneklerini sunan, Çandarlı Limanı, İstanbul-Çanakkale Otoyolu ve Çanakkale Boğazıyla lojistik altyapısını güçlendiren İzmir’in kuzeyi, İzmir’in üçüncü serbest bölgesi Batı Anadolu Serbest Bölgesi’ne de ev sahipliği yapacak. Ege Serbest Bölgesi’ni işleten ESBAŞ liderliğinde ayrı bir kurumsal yapı olarak kurulan BASBAŞ tarafından kurulup işletilecek olan Batı Anadolu Serbest Bölgesi ile Cumhurbaşkanlığı kararı 8 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Batı Anadolu Serbest Bölgesi, Türkiye’nin 19., İzmir’in üçüncü serbest bölgesi olacak ve Bergama’nın Aşağıkırıklar Mahallesinde konumlanacak. Serbest Bölgelerin yatırımcıya çok cazip avantajlar sağlayan teşvikli bölgeler olduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, serbest bölgelerin…

Devamını Oku

 Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO)’nun AB finansmanı ile hayata geçirdiği “Sosyoekonomik Entegrasyonun Desteklenmesi ve Geçim Sağlama İmkânlarının Yaratılması Aracılığıyla Türkiye’de Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ile Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılığının Geliştirilmesi’’ projesi kapsamında Kadın Kooperatifleri Destek Programı Planlama Toplantısı 8-10 Eylül tarihleri arasında Van’da gerçekleşti. Proje kapsamında Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, İzmir Kahramanmaraş, Kilis, Manisa, Şanlıurfa ve Van illerinden katılım sağlayan Il Tarım ve Orman Müdürlükleri temsilcileri, kooperatiflerin güncel çalışmaları, ihtiyaçları ve gelecek planları hakkında değerlendirmelerde bulundu. FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından birlikte yürütülen ile eğitim çalışmalarının projenin sürdürülebilirliği için önemi vurgulandı. Projenin bitimine kadar 10 ildeki…

Devamını Oku