Yılın ikinci çeyreğinde yüksek enflasyon, düşük kredi kartı faizlerinin etkisiyle uygun finansal koşullar ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle talebini öne çeken vatandaş sayesinde Türkiye ekonomisi yüzde 3,8 büyüme sağladı. Sıkılaşan parasal koşullar vatandaşın tüketimde üçüncü çeyrekte kısmi, yılın son çeyreğinden itibaren gözle görünür bir yavaşlama bekleniyor.
Türkiye ekonomisi Şubat’ta yaşadığı büyük deprem felaketinin olumsuz etkilerini üzerinden atmaya çalıştığı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 ile beklentilerin hafif üzerinde büyüdü.
Ekonomideki büyümeye vatandaşın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki düşük faiz politikasıyla yakaladığı uygun finansal koşullarla talebini öne çekerek yaptığı hızlı tüketim damga vurdu.
İç tüketimin önemli kısmı ithalatla karşılandığı için ihracat da yavaşlayınca dış ticaretin büyümeye negatif katkısı yüksek oldu. Sanayi ise ikinci çeyrekte daraldı.
Türkiye ekonomisinin büyüklüğü yine cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki dövizde uygulanan kontrollü kur politikasının da etkisiyle 1 trilyon dolar sınırını aştı. Analistler yılın üçüncü çeyreğinde sanayi ve ihracatın ikinci çeyrek kadar kötü geçmeyeceğini sıkılaşan finansal koşulların ise etkisinin görüleceğine işaret etti.
Ekonominin büyüklüğü 1 trilyon doları aştı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; gayri safi yurtiçi hasıla yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,8 arttı. Beklentiler yüzde 3,5 seviyesindeydi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ekonomi, ikinci çeyrekte yılın birinci çeyreğine göre yüzde 3,5 büyüdü. Takvim etkisinden arındırılmış ekonomik büyüme ise yüzde 5,0 olarak hesaplandı. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ikinci çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60,7 artarak 5 trilyon 502 milyar 192 milyon liraya yükseldi. Ekonominin dolar cinsi büyüklüğü ise ikinci çeyrekte cari fiyatlarla 271 milyar 468 milyon olarak gerçekleşti, yıllık büyüklük ise 1 trilyon 22 milyar dolara çıktı.
İnşaattan büyümeye 0,32 puan katkı
İnşaat sektörü uzun çeyrekler boyunca daralmanın ardından büyük deprem felaketinden toparlanma çalışmaları kapsamında bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,2 büyüme sağladı. Böylece inşaat sektörü Türkiye ekonomisine 0.32 puanlık olumlu katkı yapmayı başardı. Gayrimenkul sektöründe yüzde 3,2’lik büyüme yaşanırken 0,28 puan büyümeyi yukarıya çekti. Kamu yönetimi faaliyetleri yüzde 6,6 büyüdüğü ikinci çeyrekte ekonomiyi 0,13 puan olumlu etkilerken, vergi ve sübvansiyonlar yüzde 17,9 büyüdü ve ekonomik büyümeye 1,81 puanlık düşürücü etki yaptı.
Seçim öncesi vatandaşın tüketimi coştu
TÜİK’in harcamalar yöntemiyle yaptığı gayri safi yurtiçi hasıl hesabında liderlik vatandaşın tüketiminde. Son bir yılı aşkın dönemdir yüksek ikili oranlarda büyüme gösteren vatandaşın tüketimi yüksek enflasyon ortamında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı, düşük faiz ve kontrollü kur politikasının uygulandığı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15,6 artış gösterdi. Düşük faiz politikası kredi kartlarında harcama ve para çekmeyi oldukça uygun hale getirirken kontrollü kur politikası da vatandaşın yüksek enflasyon beklentileri nedeniyle vatandaşın tüketimini öne çekmesine neden oldu. Bu sayede vatandaşın yüzde 15,6 artan tüketiminin ekonomik büyümeye katkısı 10.67 puan olarak hesaplandı. Seçimler sonrası değişen ekonomi politikaları ve sıkılaşan finansal koşullar vatandaşın tüketiminde üçüncü çeyrekte hız kaybetmesi beklentiler dahilinde.
Yatırımlardan büyümeye 1,3 puan katkı
Devletin tüketimi ise yüzde 5,3 büyüme sağlarken 0.67 puan katkı verdi. Seçimlerin geride kalmasıyla bu kalemde de üçüncü çeyrekte yavaşlama bekleniyor. Toplam yatırımlar yüzde 5,1 yükseliş gösterirken ekonomik büyümeye katkısı da 1.3 puan seviyesinde oldu.
Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup yatırım tavsiyesi içermez. Yatırımcılar, kayıp risklerini göze alıp kendi sorumluluklarında hareket etmelidir. Herhangi bir yatırım yapmadan önce geniş kapsamlı araştırma yapmanızı tavsiye ederiz.