Büyük gıda şirketleri, dünyanın artan protein talebini nasıl karşılayacaklarına giderek daha fazla odaklanıyor. Cargill CEO’su David MacLennan, dünya nüfusu 9 milyar kişiye yaklaştıkça, küresel protein talebinin 2050 yılına kadar yaklaşık %70 artacağına dair bir istatistikten bahsediyor.
Cargill, bu talebi karşılamak adına hücre ve bitki bazlı proteinlere yatırım yapıyor. Örneğin, bezelyeden protein üreten bir firmadan tedarik sağlıyor. Aynı zamanda, dünya çapında sayıları giderek artan balık çiftliklerine de yatırımlara başladı. 9 Ağustos’ta Cargill, 156 yıllık tarihindeki en büyük anlaşmalardan biri olan 4,3 milyar dolara Sanderson Çiftliğini satın alarak ABD kümes hayvanları pazarına girdi.
70 ülkede faaliyet gösteren ve 155 bin çalışanı bulunan ABD merkezli şirket, gıda zincirinde, çiftçilere yem satışından emtia ve et işlemeye kadar çeşitli işletmelerde yer alıyor. Cargill, en son mali yılında 134,4 milyar dolar gelir elde etti.
Hızla büyüyen dünyada gıdanın geleceği sürdürülebilir olabilir mi?
Küresel tarımda lider olan Cargill aynı zamanda, tedarik zincirini daha sürdürülebilir hale getirmek için adımlar atıyor ve karbon ayak izini azaltmak için önemli girişimlere başladı. Kargo gemilerinin güvertesine monte edilmek üzere yaklaşık 15 kat yüksekliğinde muazzam kanatlı yelkenler geliştirmek için bir İngiliz yelken şampiyonu tarafından kurulan bir şirketle işbirliği yaptı. Gelecek yıl piyasaya sürülmesi planlanan yeni rüzgar tehrik teknolojisi Cargill’e göre, gemilerde CO2 emisyonlarını %30’a kadar azaltabilir.
Ayrıca, sığırların çıkardığı metanı yakalayan ve CO2’ye dönüştüren maske benzeri bir cihaz için İngiliz bir girişimle birlikte çalışıyor. Çok çeşitli hayvan yemlerinin büyük bir üretici olan Cargill, ineklerde daha az gaz üretecek yeni yem formülasyonları üzerinde de çalışıyor.
Bu yazı Time‘dan alınmıştır.