Close Menu
  • Anasayfa
  • Giriş
  • Abone Ol
  • Gündem
    • Ajanda
    • Dünya
    • Etkinlik
    • Kamusal
    • Özel Sektör
  • Para
    • Borsa Döviz
    • Finans
    • Kripto
  • Teknoloji
    • 5G
    • Akıllı Cihazlar
    • Blockchain
    • Mobile
    • Uydu ve uzay
    • Yapay Zeka
    • Yazılım
  • CEO Club
    • CEO
    • Etkinlik
    • Markalar
    • Moda – Yaşam
    • Wellness
  • StartUp
    • Gelişmeler
    • Girişimler
    • İnovasyon
    • Melek Yatırımcılar
  • Sektörler
    • Eğlence
    • Enerji
    • Holdingler
    • İhracat – İthalat
    • İnşaat
    • Medya
    • Otomotiv
    • Perakende
    • Sağlık
    • Savunma
    • Spor
    • Tarım
    • Tarım ve Gıda
    • Tekstil
    • Turizm
    • Ulaştırma
  • Bilgi
    • Araştırma
    • Dosyalar
  • Yazarlar
    • Aslı Korkmaz
    • Çetin Ünsalan
    • Fikri Türkel
    • Recep Erçin
    • Serpin Alparslan
    • Tanyel Yılmaz
    • Yavuz Can Yazıcı
    • Zekai Kıran
  • D’konomi TV
MENÜLER
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Künye
  • SSS
  • Hesabım
  • Yasal

Subscribe to Updates

Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

SON YAZILAR

Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

28 Haziran 2025

BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

28 Haziran 2025

Çin de beklenen ticaret anlaşmasını duyurdu

28 Haziran 2025
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube
Facebook X (Twitter) Instagram LinkedIn YouTube
Dijital Ekonomi
GİRİŞ Abone Ol
  • Anasayfa
  • Gündem
    1. Etkinlik
    2. Özel Sektör
    3. Kamusal
    4. Dünya
    5. Ajanda
    6. Tümünü Göster

    Kişisel veriler meta olursa ne olur?

    25 Haziran 2025

    Binance TR’den 100 milyon TL’lik yaz kampanyası

    25 Haziran 2025

    İstanbul Fintech Week 2025’ten öne çıkan 6 konuşma

    23 Haziran 2025

    Bitget ve UNICEF’ten blokzincir alanında iş birliği

    18 Haziran 2025

    Koç Holding’in kredi notu açıklaması

    30 Mayıs 2025

    Enerjisa Üretim ve Nordex Group stratejik iş birliği

    9 Nisan 2025

    TBB’den Merkez Bankası açıklaması!

    24 Mart 2025

    Türk Telekom Grubu’nda üst düzey yönetim değişiklikleri

    19 Mart 2025

    Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

    28 Haziran 2025

    Bakan Işıkhan’dan en düşük emekli maaşı için açıklama

    27 Haziran 2025

    TÜİK 2024 göç verilerini paylaştı

    24 Haziran 2025

    Kamu işçisine ikinci zam teklifi ertelendi

    22 Haziran 2025

    BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

    28 Haziran 2025

    Çin de beklenen ticaret anlaşmasını duyurdu

    28 Haziran 2025

    Trump’ın Fed planı piyasaları salladı

    26 Haziran 2025

    Türkiye’nin yoksulluk riski yüksek çıktı!

    26 Haziran 2025

    Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

    28 Haziran 2025

    Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

    27 Haziran 2025

    Bakan Işıkhan’dan en düşük emekli maaşı için açıklama

    27 Haziran 2025

    Ticaret Bakanlığı düğmeye bastı!

    27 Haziran 2025

    Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

    28 Haziran 2025

    BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

    28 Haziran 2025

    Çin de beklenen ticaret anlaşmasını duyurdu

    28 Haziran 2025

    Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

    27 Haziran 2025
  • Para
    1. Finans
    2. Borsa Döviz
    3. Kripto
    4. Tümünü Göster

    Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

    27 Haziran 2025

    Finansal stratejide yeni merkez

    27 Haziran 2025

    Trump’ın Fed planı piyasaları salladı

    26 Haziran 2025

    ‘’ABD vergileri küresel ekonomide en ciddi risk’’

    26 Haziran 2025

    BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

    28 Haziran 2025

    Yabancı, borsada satışa döndü!

    26 Haziran 2025

    Euro’da yükseliş devam edecek mi?

    26 Haziran 2025

    Borsa İstanbul’da ateşkes sevinci

    24 Haziran 2025

    Kripto para piyasası temkinli yükselişini sürdürüyor

    25 Haziran 2025

    Binance TR’den 100 milyon TL’lik yaz kampanyası

    25 Haziran 2025

    Kripto para piyasası ateşkes sinyallerinin ardından hızlı toparlandı

    25 Haziran 2025

    İstanbul Fintech Week 2025’ten öne çıkan 6 konuşma

    23 Haziran 2025

    BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

    28 Haziran 2025

    Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

    27 Haziran 2025

    Finansal stratejide yeni merkez

    27 Haziran 2025

    Trump’ın Fed planı piyasaları salladı

    26 Haziran 2025
  • Teknoloji
    1. Mobile
    2. 5G
    3. Akıllı Cihazlar
    4. Yazılım
    5. Blockchain
    6. Tümünü Göster

    Mikro işletmeler ve KOBİ’lere dijital dönüşüm desteği

    18 Şubat 2025

    Telefon kiralamada dikkat edilmesi gerekenler

    23 Ağustos 2024

    PeP Mobil ile “Tek Uygulama, Tüm Finansal Dünya’’

    7 Aralık 2023

    Mobilfon’a Turkcell’den yatırım

    9 Ağustos 2023

    Türk Telekom’dan mobil ve fiberde güçlü büyüme

    8 Kasım 2024

    ULAK, teste hazırlanıyor!

    28 Ağustos 2024

    Huawei’nin dikkat çeken eğitim programı başarıyla tamamlandı

    26 Temmuz 2023

    5G yatırımları telekomünikasyon firmalarına geri dönmedi

    19 Mayıs 2023

    Apple’ın hisseleri Çin’de son bir yılın ardından yükseldi

    31 Ocak 2025

    Yeni taksit düzenlemesi geldi!

    22 Aralık 2024

    Enerji verimli ürünler ile hem haneye hem cari açığa destek

    2 Kasım 2024

    Telefon kiralamada dikkat edilmesi gerekenler

    23 Ağustos 2024

    Finansal stratejide yeni merkez

    27 Haziran 2025

    Düşük ceza, yüksek cesaret

    20 Haziran 2025

    Petrolden veriye: Zenginliğin yeni adı

    16 Haziran 2025

    Veri en büyük değer

    13 Haziran 2025

    Bitget ve UNICEF’ten blokzincir alanında iş birliği

    18 Haziran 2025

    Bybit TR, İstanbul Blockchain Week 2025’te sponsor olarak yerini aldı

    17 Haziran 2025

    İki teknoloji devinden geleceğe yatırım

    26 Mayıs 2025

    Bitcoin staking protokolü geliştiricisinden Türkiye’de ilk etkinlik

    26 Mart 2025

    Finansal stratejide yeni merkez

    27 Haziran 2025

    Kişisel veriler meta olursa ne olur?

    25 Haziran 2025

    Fayda-maliyet çıkmazı

    23 Haziran 2025

    Düşük ceza, yüksek cesaret

    20 Haziran 2025
  • CEO Club
    1. Markalar
    2. CEO
    3. Moda – Yaşam
    4. Etkinlik
    5. Wellness
    6. Tümünü Göster

    Fuze, Galaxy ve e& Capital liderliğinde 12 milyon dolar yatırım aldı

    5 Mayıs 2025

    Yılbaşı gecesi terziyi nerede bulursunuz veya perakendede neler oluyor?

    14 Mart 2025

    Bybit TR, Türkiye’de büyümesini hızla sürdürüyor

    10 Şubat 2025

    TurkNet’te siber güvenlik alanında üst düzey atama

    8 Şubat 2025

    Tether, ABD Adalet Bakanlığı’na destek verdi

    21 Haziran 2025

    Bybit TR, İstanbul Blockchain Week 2025’te sponsor olarak yerini aldı

    17 Haziran 2025

    Trump ile Elon Musk kavgası Tesla hisselerini nasıl etkiledi?

    7 Haziran 2025

    Bitcoin 100 bin doların üzerinde tutunabilecek mi?

    3 Haziran 2025

    Yılbaşı gecesi terziyi nerede bulursunuz veya perakendede neler oluyor?

    14 Mart 2025

    Atıl denimler yeniden hayat buldu

    3 Ekim 2024

    İstanbul’da yaşamanın maliyeti ne kadar oldu?

    6 Eylül 2024

    Evlilik kredisinde yeni dönem!

    4 Eylül 2024

    BNP Paribas Cardif Türkiye’nin “İş Ortakları Semineri” liderler zirvesine dönüştü!

    7 Nisan 2025

    2024 yılında AVM ciro endeksi yüzde 65 arttı

    23 Ocak 2025

    Binance Teknolojide Kadın Akademisi’nden harika hedef

    16 Ocak 2025

    Huawei Türkiye İş Ortakları Zirvesi gerçekleştirildi

    21 Ekim 2024

    Pandemi ile değişen seyahat trendleri

    7 Kasım 2021

    Türkiye’de kırmızı et ve deniz ürünleri tüketimi az, obezite yüksek!

    24 Ekim 2021

    İlk gençlik hapınızı kaç yıl sonra alabileceksiniz?

    24 Ekim 2021

    Aynısefa çiçeği ile başlayan güzel bir girişim!

    18 Ekim 2021

    Tether, ABD Adalet Bakanlığı’na destek verdi

    21 Haziran 2025

    Bybit TR, İstanbul Blockchain Week 2025’te sponsor olarak yerini aldı

    17 Haziran 2025

    Trump ile Elon Musk kavgası Tesla hisselerini nasıl etkiledi?

    7 Haziran 2025

    Bitcoin 100 bin doların üzerinde tutunabilecek mi?

    3 Haziran 2025
  • StartUp
    1. İnovasyon
    2. Girişimler
    3. Melek Yatırımcılar
    4. Gelişmeler
    5. Tümünü Göster

    2025 bütçesinden AR-GE için ne kadar pay ayrıldı?

    20 Ekim 2024

    Arzu Kaprol’dan, Antarktika’da görev yapan Türk bilim insanlarına özel kıyafet

    25 Haziran 2023

    Borusan’dan, toplumsal cinsiyet eşitliği yolculuğuna ışık tutan bir kitap

    24 Haziran 2023

    İnovasyonun başkentinde teknolojiler ve uygulamaları konuşuldu!

    24 Haziran 2023

    Girişim 23 Zirvesi yarın başlıyor: Ankara girişimcileri ağırlıyor!

    5 Mayıs 2025

    Yapay zekâ girişimlerine 3 milyon dolar!

    7 Nisan 2025

    Geleceğin teknolojilerini şekillendirecek girişimler açıklandı

    7 Nisan 2025

    Hayat amacınızı girişimle taçlandırın

    17 Şubat 2025

    Euronova’ya otomotiv dünyasından büyük yatırım!

    6 Temmuz 2024

    Borsadaki yatırımcı sayısında tarihi rekor kırıldı

    19 Ekim 2023

    Sabancı Ventures yeni yatırımını dijital sağlık alanında gerçekleştirdi

    27 Haziran 2022

    Vücut analiz şirketi DigiMe 715 bin dolar yatırım aldı

    28 Nisan 2022

    LegalTalks: Yeni nesil hukuk eğitimi

    10 Şubat 2025

    Türk Telekom’dan mobil ve fiberde güçlü büyüme

    8 Kasım 2024

    EY, deprem bölgesindeki desteklerini sürdürüyor!

    18 Ekim 2024

    Sabancı’dan girişimcilere ‘kanatlanma’ desteği

    18 Ekim 2024

    Girişim 23 Zirvesi yarın başlıyor: Ankara girişimcileri ağırlıyor!

    5 Mayıs 2025

    Yapay zekâ girişimlerine 3 milyon dolar!

    7 Nisan 2025

    Geleceğin teknolojilerini şekillendirecek girişimler açıklandı

    7 Nisan 2025

    KOBIL Ventures programına Silikon Vadisi’nde start verildi

    15 Mart 2025
  • Sektörler
    • Enerji
    • Sağlık
    • Savunma
    • Tarım
    • Turizm
    • İhracat – İthalat
    • Perakende
    • Medya
    • Otomotiv
    • Ulaştırma
    • Spor
    • Holdingler
  • Bilgi
    1. Araştırma
    2. Dosyalar
    3. Tümünü Göster

    Türk şirketler Rusya pazarında güç kazanıyor

    8 Haziran 2025

    Binance’in en son anketi dikkat çekti

    22 Mayıs 2025

    Türkiye, ödeme yöntemleri konusunda neler düşünüyor?

    13 Mayıs 2025

    Katılımı ve geliri artırma: Satış sürecinde üretken yapay zekâ

    11 Nisan 2025

    Startup yatırımları 2023 yılına düşüşle başladı

    16 Nisan 2023

    Yazılım ihracatı yüzde 59 oranında arttı

    15 Nisan 2023

    Gıda fiyatları 2022’de zirve yaptı

    8 Nisan 2023

    KOBİ’ler Avrupa Yeşil Mutabakatı’na geçiş sürecinde aile şirketi bariyerine takıldı

    1 Nisan 2023

    Türkiye’nin yoksulluk riski yüksek çıktı!

    26 Haziran 2025

    Türk şirketler Rusya pazarında güç kazanıyor

    8 Haziran 2025

    Binance’in en son anketi dikkat çekti

    22 Mayıs 2025

    Türkiye, ödeme yöntemleri konusunda neler düşünüyor?

    13 Mayıs 2025
  • Yazarlar
    • Aslı Korkmaz
    • Çetin Ünsalan
    • Fikri Türkel
    • Recep Erçin
    • Serpin Alparslan
    • Tanyel Yılmaz
    • Yavuz Can Yazıcı
    • Zekai Kıran
  • D’konomi TV
Dijital Ekonomi
Home»CEO Club»CEO»Murat Ülker yazdı: Bizi bekleyen 10 tehlike
CEO

Murat Ülker yazdı: Bizi bekleyen 10 tehlike

25 Eylül 2022Güncelleme:26 Eylül 202215 Dakikada OkumaHaber Merkezi
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
Paylaş
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

Gelecek tehlikeli mi?

Dünya sürekli değişiyor ve bu söylediğim size ters gelse de daima iyiye doğru gelişiyor. Ama insanoğlunun beklentileri de arttığından, yani isteklerimiz sonsuz olduğundan bize her şey daha kötüye gidiyormuş gibi görünüyor. Belki de öyledir!

Dünyamızdaki değişim ve gelişimi trendlere bakarak önceden tespit etmek mümkün; ama iyi gelişmelere bile ihtiyatla yaklaşmak ve şeytanın avukatlığını yapmak gerekmez mi? Basiret bunu gerektiriyor.

İşte bu hafta yakın gelecekte maruf 10 ana trend ve insan davranışı neticesinde bilakis tehlike haline gelebilecek hususları irdeliyorum.

Bir süre önce iş dünyasının yakından tanıdığı Bernard Marr tarafından kaleme alınan Business Trends In Practice; The 25 Trends That Are Redefining Organizations* (Uygulamada İş Trendleri; Kuruluşları Yeniden Tanımlayan 25’ten Fazla Trend) isimli kitabın özetini ve kendi görüşlerimi paylaşmıştım. Trendlere farklı perspektiflerden yaklaşan; sadece bilgiyi sunmakla kalmayıp, edindiğimiz bütün bu bilgileri nasıl kullanacağımıza dair de yol gösteren faydalı bir kitaptı.

Bugün sizlerle paylaşacağım kitabın ismi ise Ten Global Trends Every Smart Person Should Know and Many Others You Will Find Interesting** (Her Zeki Kişinin Bilmesi Gereken On Küresel Trend ve İlginizi Çekebilecek Daha Birçoğu). Kitabın yazarları Ronald Bailey ve Marian L. Tupy. Ronald çevre politikası ve bilim ile kamu politikaları arasındaki ilişki üzerine; Marian ise küreselleşme, küresel refah ve Avrupa ile Güney Afrika’nın siyaseti ve ekonomisi üzerine çalışıyor.

Trendler en temelde yapıları gereği gelecek ile ilgilidir. Gelecekte işler bugünkünden farklı yapılır ve gelecek birileri tarafından anlaşılmayı bekler; ve hatta anlaşılmaya ihtiyaç duyar. Kitabın girişinde Harvardlı ünlü Psikolog Steven Pinker şöyle söylüyor: ”Dünyayı anlamanın iki yolu vardır; ya son bir saat içinde gezegenin herhangi bir yerinde meydana gelen en kötü şeyler hakkında sürekli bir takım anekdotlar edinirsiniz ya da insanlık durumunu değiştiren büyük gelişmelere kuş bakışı bakabildiğiniz bir perspektife sahip olursunuz. Birincisine ‘haber’ denir. Bilgeliğiniz ve zihinsel sağlığınız için ikincisiyle dengelemenizi öneririm.”

Kitap bize 9 farklı başlıkta, başta en önemli 10 trend olmak üzere toplamda 79 trend sunuyor. Ben size aslında diğerlerini de kapsayacak şekilde ilk 10 önemli trendi bilakis ters yönden ele alarak özetledim. Bakalım ne düşüneceksiniz?

En Önemli 10 TEHLİKE (Trend)

  1. TEHLİKE, HERKES ZENGİNLEŞİYORSA TOPLUMA ETKİSİ NASIL OLUYOR?
    (Veya Trend 1, BÜYÜK ZENGİNLEŞME)

1820’den beri dünya ekonomisinin büyüklüğü yüz kattan fazla büyüdü. Son 200 yılda dünya nüfusu sekiz kattan biraz daha az arttı. Bununla birlikte, zaman içinde ekonominin büyüklüğünü ölçmek zordur. Yaygın olarak kullanılan bir ölçü, belirli bir zamanda ABD’de, ABD dolarının sahip olduğu satın alma gücü paritesi değerine sahip varsayımsal bir para birimi olan 2011’e sabit uluslararası dolarıdır. Ekonomik büyüme rakamları, farklı ülkelerdeki bireylerin zaman içinde satın alma gücü hakkında daha iyi bir fikir vermek için ürünlerin yerel fiyatlarını yansıtacak şekilde ayarlanır.

1500 ile 1820 arasında, dünya gayri safi hasılası yılda yaklaşık yüzde 0,3 büyüdü ve sonunda 430 milyar dolardan 1,2 trilyon dolara, yani üç katına çıktı. Bazı ülkeler daha serbest piyasaları benimsemeye başladıkça ve artan uluslararası ticaretle birlikte hukukun üstünlüğü yayıldıkça, küresel ekonomik büyümenin hızı yılda yüzde 1,3’e yükseldi ve dünya ekonomisinin büyüklüğünü 1900’de 3,4 trilyon dolara çıkardı. O zamandan beri küresel ekonomik büyüme, yılda ortalama yüzde 3’ün biraz üzerinde gerçekleşti ve dünya gayri safi hasılası 2018’e kadar 121 trilyon doların üzerine çıktı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), orta düzeyde ekonomik ve nüfus artışını içeren yol ortası senaryosunun ölçütü, küresel ekonominin 2100 yılına kadar yaklaşık 600 trilyon dolara çıkacağını öngörüyor. IPCC, küresel ekonomik büyüme oranının bu senaryoda yıllık ortalama yüzde 2 civarında olmasını beklemektedir. Bununla birlikte, küresel ekonomik büyümenin 2000 yılından bu yana yüzde 2,8’lik ortalama oranını sürdürmesi durumunda, dünya ekonomisi bunun yerine 2100 yılına kadar neredeyse on kat artarak 1,1 katrilyon dolara yükselecekti. Peki, bu zenginleşme artan talep ve israf bize çevre, ahlak ve aile açısından ne getirecek?

2. TEHLİKE, ARTIK YOKSUL KALMADI MI? İSTEKLERİN SINIRI NEREDE?
(veya Trend 2, YOKSULLUĞUN SONU)

Aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanların küresel oranı 1910’da yavaş yavaş yüzde 66’ya, 1950’de ise yüzde 55’e gerilemeye başladı. Dünya Bankası’na göre, dünya nüfusunun yüzde 42’si 1981’de hala mutlak yoksulluk içinde yaşıyordu. Yani aşırı yoksulluk oranının yarı yarıya düşmesi 160 yıl sürdü. Neyse ki, küresel yoksulluğun azaltılma hızı büyük ölçüde hızlandı. En son Dünya Bankası değerlendirmesi, aşırı yoksulluk içinde yaşayan dünya sakinlerinin payının 2018’de yüzde 8,6’ya düştüğünü gösteriyor. 1990 Yılında dünya nüfusunun yaklaşık 1,9 milyarı aşırı yoksulluk içinde yaşıyordu; 2018 yılına gelindiğinde, dünya nüfusunu 7,5 milyara çıkaran devam eden nüfus artışlarına rağmen bu sayı 650 milyona düşmüştü.

2015’te Birleşmiş Milletler insanlar için 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılması hedefini belirledi. Mevcut yoksulluğu azaltma oranının korunması halinde, 2030 yılında dünya nüfusunun sadece yüzde 5’inden daha azı yoksul yaşayacaktır. Ama tabii ki bu daha iyi bir gelir dağılımı için talepleri arttıracak ve sosyal huzursuzluklara neden olabilecektir. Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, TÜKENEN KAYNAKLAR!
    (veya Trend 3 KAYNAKLARIMIZ BİTİYOR MU?)

Stanford Üniversitesi biyologu Paul Ehrlich, 1968 tarihli Nüfus Bombası adlı kitabında aşırı nüfus ve aşırı tüketimin kaynakların tükenmesine ve küresel bir felakete yol açacağı konusunda bizleri uyardı.

Rekabetçi bir ekonomide, insanlığın bir şeyin değeri ve kullanılabilirliği hakkındaki bilgisi fiyata yansımaya meyillidir. Fiyatlar düşerse, kaynaklar talebe göre daha bol hale gelmiş sayılabilir. Fiyatlar artarsa, yine talebe göre daha az bol olduğu kabul edilebilir. Daha yüksek fiyatlar, yeni mevduatların keşfi, daha fazla kullanım verimliliği ve ikame maddelerinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere inovasyon için teşvikler de yaratır.

Yakın tarihli bir makale, enerji, gıda, malzeme ve metalleri kapsayan 50 temel emtianın fiyatlarına bakınca 9 emtianın nominal fiyatlarının düştüğünü, 41 emtianın nominal fiyatlarının arttığını tespit etti. 50 emtianın ortalama nominal fiyatı yüzde 62,7 arttı. Ancak enflasyona göre düzeltilmiş 43 emtianın fiyatı geriledi, 2’si eşit değerde kaldı ve sadece 5 emtianın fiyatı arttı. Ortalama olarak, 50 emtianın gerçek fiyatı yüzde 36,3 oranında düştü.

1980 ve 2017 yılları arasında enflasyona göre düzeltilmiş kişi başı küresel saatlik gelir de yüzde 80,1 arttı. Bu nedenle, gereken iş miktarı için emtialar yüzde 64,7 daha ucuz hale geldi. Başka bir deyişle, 1980’de satın almak için çalışma süresi 60 dakika süren emtialar, 2017’de satın almak için sadece 21 dakika sürdü. Sonuç olarak, kaynaklar Ehrlich’in korktuğu şekilde tükenmiyor — insanlığın henüz sözde yenilmez tek bir kaynağın tükenmediği gerçeğine tanık olduğu gibi. Aslında, kaynaklar zaman içinde onlara olan talebe göre daha bol olma eğilimindedir. Bu analiz aslında artan tüketim talebine cevaben artan arzın zaten sınırlı olan kaynaklarımızın daha erken tükeneceğini göstermiyor mu?

  1. TEHLİKE, ARTAN NÜFUS TEHLİKESİ GERÇEK Mİ?
    (veya Trend 4, YÜKSEK NÜFUS)

Demografi yazarı Wolfgang Lutz ve Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analizi Enstitüsü’ndeki meslektaşları tarafından hesaplanan orta doğurganlık senaryosunda dünya nüfusu muhtemelen 2080 civarında 9.8 milyar insanla zirveye ulaşacak ve 2100 yılına kadar 9.5 milyara düşecek. Alternatif olarak, hızlı ekonomik büyüme, teknolojik ilerleme ve her iki cinsiyet için de artan eğitim düzeyini varsayarsak — doğurganlığı düşürme eğiliminde olan tüm faktörler – Lutz, dünya nüfusunun 2060 yılına kadar yaklaşık 8,9 milyarda zirveye çıkacağını ve 21. yüzyılın sonuna kadar 7,8 milyara düşeceğini öngörüyor. Bugün dünya nüfusu yaklaşık 7,7 milyar.

Bu yansımalar, Birleşmiş Milletler’in medyan nüfus yansımaları ile tezat oluşturuyor ve bu da dünya nüfusunun 2100’den önce 10.9 milyarda zirve yapma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor. Lutz ve diğer araştırmacıları, geçmiş BM yansımalarının çok yüksek olduğuna işaret ediyor. Öyle olduğunu savunuyorlar, çünkü BM artan eğitim düzeylerinin, özellikle de kız ve kadınların okula gitme oranlarının doğurganlık üzerindeki etkilerini yeterince dikkate almıyor.

Hızla düşen çocuk ölüm oranları, artan kentleşme, artan gelirler ve siyasi ve ekonomik özgürlüğün yayılması gibi diğer küresel eğilimler, ailelerin daha az çocuk sahibi olma tercihleriyle güçlü bir şekilde ilişkilidir. Birçoğunun hayatta kalabileceği umuduyla birçok çocuğa sahip olmak yerine, dünyanın dört bir yanındaki daha fazla ebeveyn, sahip oldukları birkaç çocuğa, modern bir ekonomide gelişmelerini sağlayacak beceri ve sosyal sermayeyi sağlamayı hedefliyor. Daha düşük nüfus artışına yönelik eğilim iyi bir haber çünkü bu, üreme özgürlüğünün küresel genişlemesinin, kaç çocuğa sahip olmak istediklerine karar vermeleri için daha fazla aileye güç verdiği anlamına geliyor.

Ama yine ters açıdan bakarsak, duraksayan dünya nüfus artışı, daha yaşlı ve bakıma dolayısıyla finansmana muhtaç bir dünya nüfusu anlamına gelmiyor mu?

Herhalde gelecekte hakim olan milletler daha genç, aktif ve üretken nüfusa sahip olanlar olacaktır. Yeni bir uygarlık doğacak gibi görünüyor. Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, KITLIK OLMAYACAK MI?
    (veya Trend 5, KITLIĞIN SONU)

Yeterli beslenme, insanın hayatta kalması için temel bir gerekliliktir. Tarih boyunca gıda hep çok azdı. Gıda kıtlığının yaygınlığı, “bugün bayram, yarın kıtlık” gibi yaygın olarak kullanılan deyimlerin bolluğundan anlaşılabilir.

1961’den bu yana, kişi başına günlük ortalama nüfus ağırlıklı gıda arzı 2017’de 2.196 kaloriden 2.962 kaloriye yükselmiştir. Bu rakamları bir perspektife koymak için: ABD Tarım Bakanlığı, orta derecede aktif yetişkin erkeklerin günde 2.200 ila 2.800 kalori tüketmesini ve orta derecede aktif kadınların günde 1.800 ila 2.000 kalori tüketmesini önermektedir. Sahra Altı Afrika’da, kişi başına günlük ortalama gıda arzı 1961’de yaklaşık 1.800 kaloriden 2017’de 2.449 kaloriye yükseldi.

Gıdaya artan erişimin nedeni nedir? Birincisi, daha bilimsel çiftçilik yöntemleri, bol ve çok gelişmiş gübrelere ve böcek ilaçlarına erişim ve yeni yüksek verimli ve hastalıklara dayanıklı bitkiler nedeniyle tarımsal üretkenlik büyük ölçüde iyileşmiştir. İkincisi, dünya çok daha zenginleşti ve insanlar daha fazla yiyecek satın alabiliyor, böylece üretimini teşvik ediyor. Üçüncüsü, demokrasinin ve özgür basının yayılması, hükümetlerin daha hesap verebilir olmasını ve insan hakları ihlallerinin geniş çapta rapor edilmesini sağlar. Dördüncüsü, gelişmiş ulaşım ve iletişim, bol hasadı olan ülkelerin tarımsal fazlalarını gıda kıtlığı çeken ülkelere satmalarına veya bağışlamalarına olanak tanır vs. derken yaptığımız kabuller ne kadar gerçekçi?

Kıtlık çeken kitleler gıdayı hangi mali kaynaklarla temin edecek veya zaten zengin olanlar niye gıdalarını karşılıksız paylaşacak? Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, DOĞAL HAYAT SONA MI ERİYOR?
    (veya Trend 6, DOĞA İÇİN DAHA FAZLA ARAZİ)

Maryland Üniversitesi’ndeki araştırmacıların Eylül 2018’de doğada yaptıkları bir çalışmada, küresel ağaç gölgesinin 1982 ile 2016 yılları arasında 2.24 milyon kilometre kare (865.000 mil kare) arttığını bildirdi. Bu, Alaska ve Montana’nın toplamından daha büyük bir arazi alanı.

Nature Climate Change dergisindeki 2011 tarihli bir araştırma, küresel orman büyümesinin ve yeniden büyümesinin şu anda bir karbon lavabosu olarak hareket ettiğini ve her yıl atmosferden fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan toplam karbondioksit emisyonlarının üçte birini ve dörtte birini aldığını tahmin ediyor. Avrupa Rusya da dahil olmak üzere Avrupa’daki ağaç gölgelik, tüm kıtalar arasında en büyük kazanç olan yüzde 35 arttı. Araştırmacılar bu artışın büyük bir kısmını Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Doğu Avrupa’da ortak bir süreç olan terk edilmiş tarım arazilerindeki doğal ağaçlandırmaya bağlıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’deki ağaç gölgelik sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 15 arttı.

Araştırma, Arjantin, Brezilya ve Paraguay gibi ülkelerde orman örtüsünün daralmaya devam ettiği tropik bölgelerde ormansızlaşmanın birincil itici gücünün tarımsal sınırın genişlemesi olduğunu belirtiyor.

Bu yeni veriler, Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2015 yılında orman örtüsünün 1990 yılında küresel arazi alanının yüzde 31,6’sından 2015 yılında yüzde 30,6’ya düştüğü yönündeki bulgularına aykırıdır. Maryland ve FAO raporları arasındaki eşitsizlik, fao’nun hükümetler tarafından sağlanan verilere olan güveninden ve orman örtüsü olarak sayılanların biraz farklı tanımlarından kaynaklanmaktadır.

Genişleyen ormanlık alanlar, insanlığın doğal dünyadan çekilme sürecine başladığını ve bunun da diğer türlerin toparlanması ve gelişmesi için daha geniş bir alan sağlayacağını göstermektedir.

Ama bu güzel gelecek vadeden doğal hayatın büyümesine artan zenginlik ve takiben talep yine de
doğal hayatı tehdide devam etmeyecek mi?

  1. TEHLİKE SANAYİLEŞME VE KENTLEŞME ZENGİNLİĞİN ANAHTARI!
    (veya Trend 7, GEZEGEN ŞEHİR)

Büyüyen kentleşme hem insanlık hem de doğal dünya için iyidir. Tarihsel olarak, insanlığın yüzde 80 ila yüzde 90’ı kırsal alanlarda yaşamış ve tarımda çalışmıştır. Ama birçok insan için şehirler kurtuluşun motorlarıydı. Örneğin ortaçağ Avrupa’sında, efendilerinden kaçan ve “bir yıl bir gün” bir şehirde yaşayan köleler kölelikten kurtuldu.

Bugün şehirler inovasyon merkezleri, büyüme motorları ve nüfusun en zengin kesimine ev sahipliği yapıyor, sadece Delhi, Londra, New York, Şangay, Seul ve Tokyo’yu düşünün. Aslında, Dünya Bankası şunları buldu: “Sanayileşmeden ve kentleşmeden hiçbir ülke orta gelire ulaşamadı. Canlı şehirler olmadan hiçbiri yüksek gelire ulaşamadı.” Kentleşme çevre için de iyidir. Ortalama olarak, şehir sakinleri daha az elektrik kullanır, daha az karbondioksit yayar ve kırsal kesimde yaşayan insanlardan daha küçük arazi izlerine sahiptir.

Birleşmiş Milletler’e göre, şehirlerde yaşayan insanlığın payı 1950’de 751 milyondan (yüzde 29) 2018’de 4.2 milyara (yüzde 55) yükseldi ve bu da kırsal alanlarda yaşayan 3 milyardan fazla insanı geride bıraktı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, dünya nüfusunun yüzde 85’inin 2100 yılına kadar kentleşeceğini tahmin ediyor. Bu, öngörülen 9,8 milyar küresel nüfusun 1,5 milyardan daha azının bu yüzyılın sonuna kadar kırsal alanlarda yaşayacağı anlamına geliyor.

İnsanların kırsal alanları terk etmesiyle tarımsal üretimin azalması söz konusu olmayacak mı? Şu anda ancak birtakım teşviklerle kırsalda tutulan batılı çiftçilere bu gidişle doğudakiler de katılmayacak mı? Mekanize tarımın söz konusu olamadığı küçük ölçekli tarım arazileri ileride boş kalmayacak mı? Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, DEMOKRASİ Mİ, OTOKRASİ Mİ DAHA YAYGINLAŞIYOR?
    (veya Trend 8, DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞTE)

Amerikalı akademisyen Francis Fukuyama, 20. yüzyılın sonundaki komünist diktatörlüklerin patlamasını yansıtan 1989 tarihli “Tarihin Sonu” adlı makalesinde, “Tanık olabileceğimiz şey sadece Soğuk Savaş’ın sonu değil”, “Batı liberal demokrasisinin nihai olarak evrenselleştirilmesi” önerisinde bulunuyor. Bugün pek çok kişi Fukuyama’yı naiflikle suçluyor, çünkü dünyanın birçok yerinde sol ve sağcı çeşitlerin otoriter popülizmi artıyor. Yine de Fukuyama’nın tezini tamamen reddetmek bir hata olur. Demokrasi bir zamanlar olduğu kadar hızlı genişlemiyor olabilir ama tam bir geri çekilme içinde de değil.

Modern temsili demokrasi, 18. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıktı. Daha sonra yavaş yavaş dünyanın diğer bölgelerine yayıldı ve 1920’lerin başında yüksek bir noktaya ulaştı. Faşizmin ve komünizmin yükselişi, sonraki yıllarda demokratik kazanımların bir kısmını tersine çevirdi. 1970’lerin başında, kabaca iki kat daha fazla ülke demokratik olmaktan çok otokratik olarak tanımlanabilirdi. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra demokrasi büyük ölçüde genişledi.

Sistemik Barış Merkezi, her ülkedeki siyasi rejimin özelliklerini Kuzey Kore gibi bir zulmü ifade eden -10’dan, Norveç gibi politik olarak özgür bir toplumu ifade eden 10’a kadar bir ölçekte değerlendirir.

Tam teşekküllü demokrasiler olarak nitelendirilen 7 ve üzeri puan alan ülkelerin oranı 1989’da yüzde 31’den 2017’de yüzde 49’a yükseldi. -7 ve altında puan alan ve böylece tam teşekküllü otokrasi olarak nitelendirilen ülkelerin yüzdesi aynı dönemde yüzde 39’dan yüzde 11’e geriledi. Hem demokratik hem de otokratik özelliklere sahip ülkeler yüzde 30’dan yüzde 39’a yükseldi. Sonuç olarak, demokrasinin ölüm ilanını yazmak için henüz erken.

Merak ediyorum acaba, bu iletişim hızından mı, yoksa sosyal medya sayesinde herkesin bir haber kaynağı haline gelmesinden mi, belki de gerçekten dünyada milliyetçilik ve otokrasi yükseliyor algısı mevcut. Belki de bu son yüzyılın ortalarında Avrupa’da olan faşist akımın tekrarı mı? Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, SAVAŞ MI, BARIŞ MI?
    (veya Trend 9, UZUN BARIŞ)

Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca, ülkeler arasındaki savaşlar daha nadir hale geldi ve meydana gelenler daha az insanı öldürdü. RAND Corporation’ın savaştaki küresel eğilimler hakkındaki 2017 tarihli raporunda şu gözlemler yer alıyor: “Dünyadaki silahlı çatışma görülme sayısı, 2014-2015 yıllarında artmasına rağmen, son birkaç on yılda önemli ölçüde azaldı. Devletlerarası savaş (yani devletler arasındaki savaş) nadir görülen bir olay haline geldi.”

Silahlı çatışmalardaki küresel eğilimi ölçmenin yaygın bir yolu, birbirleriyle savaşa giren ülke çiftlerini yıllık olarak saymaktır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllar, 1990’larda Sovyet İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte bir sömürgesizleşme dalgası gördü ve bu da egemen ülkelerin sayısının 1946’da yaklaşık 50’den bugün yaklaşık 200’e çıkmasına neden oldu. Sezgisel olarak, egemen ülkeler arasındaki savaş olasılığının sayıları çoğaldıkça artabileceği anlaşılıyor. Bununla birlikte, devletlerarası savaşların sayısındaki eğilim genellikle İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana aşağı yönlü olmuştur. Bir Clingendael Enstitüsü raporu, son yıllarda daha fazla ülke aynı anda demokratik, zengin ve ekonomik olarak iç içe geçmiş hale geldikçe devletlerarası savaştaki eğilimin azaldığına işaret ediyor. Sonuç olarak, nispeten pasifik dönemimiz “demokratik” veya “kapitalist” barış olarak nitelendirildi. RAND Corporation’ın 2017 raporu, 2040 yılına kadar devletlerarası savaşların muhtemelen azalmaya devam edeceğini de öngörüyor.

Dünya konjonktürü ne kadar hızlı değişiyor değil mi? Yukarıda yazılan kısa süre önce yapılmış analizler bile geçmişte kaldı. Kuzey Kore’nin tehditleri, Trump ile başlayan ABD – Çin anlaşmazlıkları, Türkiye’nin eski bağlantısızları andıran global tutumu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Çin’in Tayvan’ı tehdidinin yanında Ortadoğudaki kronik istikrarsızlık, Suriye ve Afganlı mülteciler sorunu, Fransa’daki huzursuzluklar vb hadiseler artık dünyanın gelecek tasavvurları hakkında tahmin ve beklentileri çok başkalaştırdı. Savaş mı, barış mı? Cevabımız tabii ki barış, ama nasıl, ne süreyle? Ne dersiniz?

  1. TEHLİKE, DOĞAL AFETLER ARTIYOR MU?
    (veya Trend 10, DAHA GÜVENLİ BİR DÜNYA)

Bir kişinin deprem, sel, kuraklık, fırtına, orman yangını, heyelan veya salgın gibi doğal bir felakette ölme ihtimali 1920’lerden ve 1930’lardan bu yana yaklaşık yüzde 99 oranında azaldı. Günümüzde insanların artan zenginlik ve teknolojik ilerleme nedeniyle doğal afetlerden kurtulma olasılıkları çok daha yüksektir. Binalar depremlere karşı hayatta kalmak için daha iyi; hava uyduları ve gelişmiş bilgisayar modelleri ile sağlanan erken fırtına uyarıları insanlara hazırlanmak ve tahliye zaman veriyor; ve geniş hastalık gözetimi sayesinde gelişmekte olan salgınları durdurmak için derhal tıbbi müdahale sağlıyor.

Ne yazık ki, kötü hava koşulları ve depremler yoksullukla karşılaştıklarında büyük ölçüde ölüm ve yıkıma neden olmaktadır.

Sonuç olarak, doğal afetlerden kaynaklanan ölümlerin yüzde 90’ı 1996 ve 2015 yılları arasında gelişmekte olan ve yoksul ülkelerde meydana geldi. Son 20 yılın en büyük doğal felaketleri 2004’te 230.000 kişinin ölümüyle sonuçlanan Hint Okyanusu tsunamisi, 223.000 kişinin öldüğü 2010 Haiti depremi ve 2008’de Myanmar’da 138.000 kişinin ölümüne neden olan Kategori 4 fırtınası Siklon Nargis’ti. Buna karşılık, Queensland, Avustralya, 2010 yılında Kategori 5 Siklon Yasi tarafından vurulduğunda, sonuç sıfır ölüm oldu.

Kasırgalar gibi hava koşullarına bağlı felaketlerin maliyetleri arttı, çünkü artan gelirler insanları daha fazla ev, yol, okul, fabrika ve alışveriş merkezi inşa ederken daha fazla mülke zarar vermeye teşvik etti. Bununla birlikte, Colorado Üniversitesi siyaset bilimcisi Roger Pielke Jr., 1990 ve 2017 yılları arasında küresel gayri safi yurtiçi hasılanın bir oranı olarak hava koşullarına bağlı afet kayıplarındaki küresel eğilimin aşağı yönlü olduğunu tespit etti. Küresel olarak konuşursak, insanlar genellikle doğanın mülklerini yok edebileceğinden daha hızlı zenginleşiyorlar.

Peki şimdi soruyorum; iklim değişikliği beklentisi gerçekse, hatta geri döndürülemez bir yola girildiyse, doğal afetler hakkında beklentimiz artık ne olmalı ve yaşadığımız çevreleri nasıl muhafaza edebiliriz? Ne dersiniz?

Yazımın başında “Ben size aslında diğerlerini de kapsayacak şekilde ilk 10 önemli trendi bilakis ters yönden ele alarak özetledim. Bakalım ne düşüneceksiniz?” diye sormuştum. Şimdi benim düşünce yaklaşımımla tehditleri okudunuz, son olarak daha büyük soruyorum: NE DERSİNİZ?

*Business Trends in Practice: The 25+ Trends That are Redefining Organizationshttps://www.amazon.com/Business-Trends-Practice-Redefining-Organizations/dp/1119795575

**Ten Global Trends Every Smart Person Should Know: And Many Others You Will Find Interesting https://www.amazon.com/Global-Trends-Every-Smart-Person/dp/1948647737

Bernard Marr’ın kitabından derlenen trendler yazısı için: Murat Ülker yazdı: Ya sonraki salgon interneti çökertecek dijital bir virüsse?

Bu yazı muratulker.com adresinden alınmıştır.

ABD tarım bakanlığı Bernard Marr Birleşmiş Milletler BM business trends in practice clingendael enstitüsü colorado üniversitesi Donald Trump Dünya Bankası editor FAO francis fukuyama Gıda ve Tarım Örgütü manset marian L. tupy maryland üniversitesi Murat Ülker nature climate change paul ehrlich rand corporation roger peilke jr. ronad bailey stanford üniversitesi steven pinker ten global trends every smart person should know uluslararası uygulamalı sistemler analizi enstitüsü wolfgang lutz
Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
Önceki Yazıİran halkı internet ve sosyal medya kısıtlamarıyla mücadele ediyor: Elon Musk devreye girdi
Sonraki Yazı Metaverse’ün küresel ekonomiye etkisi 2030’da 5 trilyon doları bulabilir

Benzer Yazılar

Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

28 Haziran 2025

BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

28 Haziran 2025

Çin de beklenen ticaret anlaşmasını duyurdu

28 Haziran 2025

Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

27 Haziran 2025
d’konomi TV
EDİTÖRÜN' SEÇİMİ

KKB’den geleceğe güçlü altyapı yatırımı

16 Haziran 2025

AB, denizleri kurtarmak için harekete geçti

10 Haziran 2025

Kişisel verileri kim koruyacak? Devletler, şirketler ve bireylerin sorumluluğu

7 Mayıs 2025

Girişim 23 Zirvesi yarın başlıyor: Ankara girişimcileri ağırlıyor!

5 Mayıs 2025
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
  • LinkedIn
GÖZDEN KAÇIRMAYIN
Ajanda

Kamu işçilerine hükümetin ikinci zam teklifi belli oldu

28 Haziran 2025Haber Merkezi

600 bin kamu işçisi için hükümet ikinci zam teklifini açıkladı. Hükümetin 600 bin kamu işçisi…

BofA’dan ABD borsası için uyarı geldi

28 Haziran 2025

Çin de beklenen ticaret anlaşmasını duyurdu

28 Haziran 2025

Ekonomiye güven mayısta yükseldi mi?

27 Haziran 2025

Subscribe to Updates

Get the latest creative news from SmartMag about art & design.

HAKKIMIZDA
HAKKIMIZDA

Dijital Ekonomi, başta ekonomi olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Tüm görüş ve önerileriniz ile sitemizde yayınlanmasını istediğiniz yazılarınız, haberleriniz ve yorumlarınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

e-posta: [email protected]

EDİTÖRÜN SEÇİMİ

KKB’den geleceğe güçlü altyapı yatırımı

16 Haziran 2025

AB, denizleri kurtarmak için harekete geçti

10 Haziran 2025

Kişisel verileri kim koruyacak? Devletler, şirketler ve bireylerin sorumluluğu

7 Mayıs 2025

D'KONOMİ TV

Ekonomide sessiz devrim

18 Haziran 2025

İHA filosu için yeni bir uydu fırlatmamız gerekecek

29 Nisan 2022

Düşük ceza, yüksek cesaret

20 Haziran 2025
Facebook X (Twitter) Instagram LinkedIn YouTube
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Künye
  • SSS
  • Hesabım
  • Yasal
Telif Hakkı © 2021 - 2025 Sentez Medya Limited. Tüm hakları saklıdır.

Arama kısmına kelimeyi yazıp Enter tuşuna basın. Çıkmak için Esc tuşuna basın.

Web sitemizdeki içeriklerden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için 6698 Sayılı Kişisel Verilerin korunması Kanunu'na (KVKK) ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uygun olarak çerezleri kullanıyoruz. Sitenin düzgün çalışması için gerekli zorunlu çerezlerin kullanılmasını istemiyorsanız ziyaretinizi sonlandırmalısınız. Diğer çerezler yönünden ise lütfen tercihlerinizi belirleyiniz.
Çerez Aydınlatma MetniÇerez AyarlarıReddetKabul et
Manage consent
Zorunlu(Fonksiyonel) Çerezler
Her Zaman Etkin
Bazı çerezler, web sitesinin belirli bölümlerinin düzgün çalışmasını ve kullanıcı tercihlerinizin bilinmesini sağlar. İşlevsel çerezler yerleştirerek web sitemizi ziyaret etmenizi kolaylaştırıyoruz. Bu çerezleri açık rızaya gerek duymaksızın Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 5/2-e ve f uyarınca Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması, İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması hukuki sebeplerine dayanarak kullanıyoruz.
ÇerezSüreAçıklama
cookielawinfo-checkbox-analytics11 ayBu çerez, GDPR Çerez İzni eklentisi tarafından ayarlanır. Çerez, "Analitik" kategorisindeki çerezler için kullanıcı onayını saklamak için kullanılır.
cookielawinfo-checkbox-functional11 ayTanımlama bilgisi, "İşlevsel" kategorisindeki tanımlama bilgileri için kullanıcı onayını kaydetmek için GDPR tanımlama bilgisi onayı tarafından ayarlanır.
cookielawinfo-checkbox-necessary11 ayBu çerez, GDPR Çerez İzni eklentisi tarafından ayarlanır. Çerezler, "Gerekli" kategorisindeki çerezler için kullanıcı onayını saklamak için kullanılır.
cookielawinfo-checkbox-others11 ayBu çerez, GDPR Çerez İzni eklentisi tarafından ayarlanır. Çerez, "Diğer" kategorisindeki çerezler için kullanıcı onayını saklamak için kullanılır.
cookielawinfo-checkbox-performance11 ayBu çerez, GDPR Çerez İzni eklentisi tarafından ayarlanır. Çerez, "Performans" kategorisindeki çerezler için kullanıcı onayını saklamak için kullanılır.
CookieLawInfoConsent1 yılİlgili kategorinin varsayılan düğme durumunu ve CCPA durumunu kaydeder. Yalnızca birincil çerez ile koordineli olarak çalışır.
viewed_cookie_policy11 ayÇerez, GDPR Çerez İzni eklentisi tarafından ayarlanır ve kullanıcının çerez kullanımına izin verip vermediğini saklamak için kullanılır. Herhangi bir kişisel veri saklamaz.
İşlevsel Çerezler
Kullanıcıların tercihlerini farklı internet sitesinin farklı sayfalarını ziyarette de hatırlamak için kullanılan çerezlerdir. Örneğin, seçmiş olduğunuz dil tercihinizin hatırlanması. İşlevsel çerezler yerleştirmek için açık rızanıza gerek duyuyoruz.
Analitik Çerezler
Kullanıcılarımız için web sitesi deneyimini optimize etmek için analitik çerezler kullanıyoruz. Bu analitik çerezler ile web sitemizin kullanımı hakkında bilgi ediniyoruz. Analitik çerezler yerleştirmek için açık rızanıza gerek duyuyoruz.
KAYDET & ONAYLA
Altyapı CookieYes Logo

Giriş Yap yada Kayıt Ol

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki alandan giriş yapabilirsiniz.

Şifremi Unuttum?